CHP Genel Başkanı Özgür Özel, SÖZCÜ TV'de duayen gazeteci Uğur Dündar'ın konuğu oldu. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Özel, 31 Mart Yerel Seçimleri öncesi de dikkat çeken mesajlar verdi.
Dündar'ın yerel seçimde belediye başkan adaylarının nasıl belirleneceği ile ilgili sorusunu yanıtlayan Özel şunları kaydetti:
"Sadece söylemedik, değişimin yüzyılı, yüzyılın değişimi başlığı ile delegelerimizin evine de gönderdiğimiz kitapçığımızda partiyi nasıl yöneteceğimize ilişkin taahhütler vardı. Onlardan biri de önseçim. Ön seçim yaparsak 48 gün kala bitiyor. Adayın fotoğraf çektirip, otobüs giydirmek için 35 günü kalıyor. Bu yeterli değil. 'Örgüte güveneceğiz' dedim. 'Ön seçimden vazgeçti' dediler. Benim dediğim örgüt denetimde ön seçim. Alaşehir örgütü bir adayı ikna edersek kazanırız' dediler. Akhisar'da 6 adayımız vardı. Örgüt 'Ön seçim yapmazsak başaramayız' dedi. Yaptık, şimdi orda Besim Dudutlu başkan. Örgütler kendi yerel dinamiklerini biliyor. Elimizdeki belediyelerin tamamında anket başlattık. Büyükşehirlerden başlayarak yapılıyor. İster büyükşehir, ister il, ister ilçe olsun, anket yaptığımız yerde halkın gönlünde olan bizim de gönlümüzde. Seçildiğinden ileride olan, partinin oyunun önünde olanlar yeniden aday olacak. 'Değişime direndi, cezalandıralım' yok. Parti içinde onu yaptı bunu yaptıya takılılırsak halka haksızlık. Kazanma ihtimalimizin yakın olduğu ve uzak olduğu yerlerde yine anket. Başvuru sayısına bakarız. 8-10 kişi başvurdu. Önce ankete sokacağız. Birisi sivrilirse tek başına seçimi kazanıyorsa, ilçe ve il örgütümüze de anketi göstereceğiz. 7 güvenilir firma. Yapay zeka üzerinden de konuşma kayıtlarını denetleyen bir sistem var. Güvenilir ve şeffaf bir anket yapılacak. Adaylara ve örgütlere de söyleyerek anketten çıkanı adaylaştırıp yürüyeceğiz. Üç aday da yakınsa üçünü sandığa sokacağız, örgüt denetiminde önseçim. Biri sivriliyorsa ankkette o aday olacak. Ancak ankette şüpheye düşüyorsak kontrol ettiririz.
Türkiye'de bütün seçim bölgelerinde aday çıkaracağız. Sandığı örgütümüzün önünden kaçırmayacağız. Bir kişi hata yapabiliyor, heyet yapabiliyor. Üye yapınız sağlıklı ise 13 bin kişi, 20 bin kişi, 50 bin kişi yanlış yapmıyor. Ben buna inanıyorum. Ben üyeye emanet edeceğim dedim, beni Manisa'da birinci yaptılar. O Özgür Özel şimdi genel başkan. Örgüte sandık sözü verdik ama örgüt 'Buranın gerçekliği bu, ona da kulak veririz' diyorsa ona da kulak veririz...İşlerini iyi yapıyorlarsa devam edecekler. Vatandaşta karşılığı yoksa yıprandıysa, 'Vay efendim değişimci değildim, beni gönderdiler' diye savunmaya geçerse bilemem. Halkın gönlünde olan kimseyi görevden ayırmam. Bana emeği olan, benim emeğim olan, başkan adayı olmasında katkım olan kişi gitti, origami sanatıyla oy attırdı delegelere. Ona da kırgın değilim. Genel başkanlık makamı helalleşme makamıdır. Cumhuriyet Halk Partisi'ni dikiz aynasına bakarak yönetemezsiniz. Önünüze bakarak yönetirsiniz."
Umudu örgütlüyoruz, AK Parti korkuyu örgütlemeye devam etsin. Sisi'ye mi Ekrem'e mi oy verecek... Veya Mansur Yavaş gelirse su faturalarını DHKPC örgütüne gidecekmiş... Kurultaydan yayılan umut dalgası yayılıyor. Her gün daha da büyüteceğiz. Başaracağımıza inanıyoruz. "
Özel'in gündeme dair açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
KILIÇDAROĞLU VE ÖZDAĞ ARASINDAKİ PROTOKOL
"Bu protokolden haberdar olmadığımızı kamuoyuna açıklamıştım. Geçirdiğimiz kurultay sürecinde de bu konu oldu ama bunu bir siyasi parti kendisi için gündemde kalma aracına çevirmek istiyor. Ben böyle bir şeyin tarafı olmak istemem. Beyefendi şimdi protokolü falan yayınlamış. O kendisini gündeme getirmek istiyor ama ben o tartışmanın tarafı olmam. Cumhuriyet Halk Partililer benim atanmışlarla değil, seçilmişlerle yöneteceğimi, bir daha gizli protokoller yapılmayacağını söylemiştim. Geriye dönüp de o konuya saplanmanın anlamı yok."
“MERAL ABLAM İLE PEK ÇOK ZORLUĞU AŞACAĞIMIZA İNANIYORUM”
"Yerel seçimlerde ittifak yapmayacağız. Çünkü ittifak kelimesi çok yoruldu. El birliği ile o kelimeyi bayağı yıprattık. İttifak kelimesi artık çok olumlu çağrışım yapmıyor seçmenin kulağında. Ben ‘iş birliği' kelimesini kullanmayı tercih ediyorum. Seçim bölgelerine özel iş birlikleri yapılabilir. Bu iş birliğinde mümkünse iki parti ama özel bir gereklilik varsa belki bazen üçe çıkabilir ama genelde iki partinin iş birliğinin, güç birliğinin doğru olacağını düşünüyorum. İş yerel seçim olduğunda bir sorumluluğumuz var hep beraber. O sorumluluk da şu: Ben kazanmazsam, sen kazanmazsan, biz kazanmazsak o kazanacak. O kim? Recep Tayyip Erdoğan. Muhalif seçmen, Erdoğan'ın üzerinde helikopterle uçup Araplara kupon arsa rezerve etmesini istemeyen seçmen. Bu seçmen, bizim ona kaybetmemize tahammül edemez. O zaman ne yapacağız? Yerel seçimlerde iş birlikleri yapmalıyız. Kaybettirecek formüller üzerinde durmak bize yakışmaz. Ben Meral Hanım’la, Sayın Genel Başkan’ımızla, onun deyimiyle Meral Ablam ile beraber pek çok zorluğu aşacağımıza inanıyorum. Bunun için de ben üzerime ne düşüyorsa yapacağım. Umutla baktığım bir süreç. Mümkün olan en kısa sürede yapmalıyız. Olmazsa dünyanın sonu değil."