Tüm ülkede olduğu gibi İzmir’de de gençlerin işsizliğe, esnafın salgına, çiftçinin gelen hacizlere ve artan girdi fiyatlarına dayanacak gücünün kalmadığını ifade eden Deniz Yücel, iktidarın İzmir’deki temsilcileri yoksulluğu yönetmeyi bıraksınlar, yoksulluğu bitirmeye çalışsınlar. Yapamıyorlarsa da bu milletin yakasından düşsünler diyerek, şunları kaydetti,
SARAYIN EZBERLETTİĞİ DEMEÇLERİ DEĞİL, HALKA HESAP VERSİNLER
Son günlerde, salgına rağmen kongrelerinde binlerce insanı sosyal mesafe gözetmeksizin, kapalı salonlara toplayan AKP yönetimi ülkede can çekişen ekonomiyi, gerçekte yüzde 30’ların üzerine çıkan işsizliği, halkın yüzde 40’larda yaşadığı enflasyonu, markette pazarda yüzde 200’lere varan zamları görmezden gelmiştir. Halkın gerçek bunlarken, AKP tarafından yapay gündemlerle, gerçek dışı verilerle uydurulan rakamlara inanmamızın beklemesini, CHP ve İzmir büyükşehir belediye başkanımız üzerinden gündem değiştirme çabalarındaki nafiledir. CHP’ye saldırmanın iktidarlarını kurtarabileceğini sanmaları, gerçekten acınası bir durumdur. Gerçeklikle bu kadar bağını koparmış bir iktidarın bu ülkeye ve millete vereceği bir şey kalmadığı gibi, milletin de bu iktidardan bir beklentisi kalmamıştır. Yeter ki daha fazla zarar vermesinler.
AKP’nin Milletvekili Yaşar Kırkpınar, hiç sıkılmadan İzmir büyükşehir belediyemize ve belediye başkanımız Tunç Soyer’e tarım üzerinden tuhaf eleştiriler yapabiliyor. Neresinden baksak boş neresinden tutsak verilecek cevap zaman kaybı. Tüm Türkiye’nin ve Birleşmiş Milletlerin örnek aldığı İzmir Büyükşehir belediyemizin tarımsal kalkınma modeli Sayın Tunç Soyer ile daha da büyümüş ve geliştirilmiştir. Sayın Soyer, İzmir büyükşehir belediyesi öncülüğünde başlatılan dev bir tarımsal hamle ile “İzmir Tarımı” modelini hayata geçirmiştir. Bu model, bölgeye özel üretimden tutun da, ürünlerin markalaşmasına, lojistiğine, pazarlanmasına kadar tüm basamakları içeriyor. Yani Büyükşehir belediyemiz süt kuzusu projesiyle, bedelsiz küçükbaş hayvan dağıtımıyla, soğuk hava depoları yapımıyla, kooperatifleşmeyi desteklemesiyle, halk marketle, ürünü tarladan alıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakla yetinmiyor, İzmir tarımının geleceğini planlıyor. Şimdi Sayın Soyer’in bu yaptıkları ve yapacakları, ülkede çiftçiyi traktörünü satmak zorunda bırakanlara manasız geliyordur. Sarayın ezberlettiği demeçleri değil, bakanlığın verdiği süt fiyatı yüzünden süt hayvanını kesime gönderen üreticiye, gelen zamlardan sonra yem alamadığı için damızlık çiftliklerini kapatan üreticiye, toplama maliyeti gideri bile karşılamadığı için ürünü tarlada çürüyen çiftçiye hesap versinler.
“ZATEN TÜRKİYE’DE AKP’DEN ÖNCE BUZDOLABI DA YOKTU”
AKP İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin “İzmir’de su bizimle dile geldi” açıklamasına da değinen, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel “Sayın başkanın söylediği bir nebze de olsun doğru aslında. İzmir’de su, çevre, doğa AKP döneminde dile geldi ve çığlık atıyor, isyan ediyor, acı çekiyor. Sayın Sürekli’nin açıklaması bana, Sayın cumhurbaşkanının “15 sene önce evlerde buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi bulabiliyor muyduk” sözlerini hatırlattı. İzmir’de, AKP’den önce kurulan hükümetlerde DSİ kanalıyla yatırımlar yapmıştır. Bu ilk kez AKP döneminde yapılıyor değil. Hatta yapılan işlerde AKP dönemindeki gibi halkın parasının bu kadar ziyan edildiği başka bir dönem olmamıştır. İzmir’de su kaynakları, oksijen kaynağı yeşil alanlar AKP döneminde zarar gördüğü kadar hiçbir dönem zarar görmemiştir. Maalesef AKP’nin kafası “tamam orayı yok ettik ama bakın buraya yenisini yaptık” şeklinde çalışıyor. Gidiyorlar halen bu kafadan vazgeçmediler. Biz bu memleket için taş üstüne taş koyan kim varsa destek oluruz dedik, onlar bunu bile yanlış anlayıp ormanlarımızın için taş ocaklarıyla, su havzalarımızı altın madenleriyle doldurdular. Üstelik memleketin tüm zenginlikleri üç kuruşa yabancı firmalara veya vergilerini af ettikleri yandaşlara sattılar. Sayın Sürekli’nin söz ettiği Gördes barajı meselesini tekrar açmaya gerek görmüyorum. Ancak şunu söylemek isterim ki, bu barajın 2010’da törenle açıldığını, sonrasında barajın altında delik olduğu için su tutmadığını, yıllarca büyükşehir belediyemizin taahhüt edilen suyu alamadığı halde bedelini ödediğini, defalarca yapılan onarımlar için on milyonlarca lira harcandığını ve yine “yaptım oldu” anlayışı sebebiyle halkın parasının ziyan edildiğini de hatırlatmak isterim. Kaldı ki bu baraj, sırf Efem Çukuru altın madeni işletilsin diye, Çamlı barajı engellendiği için yapıldı. Yani İzmir’in su havzasına hem zehir saçan bir madene izin verildi hem de daha verimli ve ucuza mal olacak yanı başımızdaki Çamlı barajı engellendi. Bununla birlikte elbette DSİ’nin İzmir’de yaptığı farklı yatırımlar olmuştur. Ancak DSİ AKP’nin bir parçası değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir kurumudur. İşi de bu yatırımları yapmaktır.
"BİZ AÇIKLASAK YALAN DERLER AMA KENDİLERİ AÇIKLAMAYA UTANMIYOR"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın basında yer alan demeçleriyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Deniz Yücel, Sayın Dağ bizim söylediklerimizi doğrulayan bir açıklama yapmış ancak hesabı iyi yapamamış diyerek, “ İzmir’in 2020 istatistiklerine göre nüfusu 4 milyon 367 bin 251 kişi. AKP İzmir vekili Hamza Bey de iktidarlarının pandemi döneminde İzmir’e toplam 2 milyar 685 milyon lira maddi destek verdiğini açıklamış. Yapılan yardımı İzmir nüfusuna böldüğümüzde kişi başı 615 lira yardım yapılmış gözüküyor. Yani 10 aydır aralıksız süren salgına, onca işsiz insana, hastalıkla boğuşanlara, gelir kaybına uğrayanlara, emekliye, esnafa, işçiye, çiftçiye, öğrenciye ve köylüye 10 aylık destek, kişi başı sadece 615 lira. Bu rakamı biz açıklasak gülerler, kendileri açıklayınca kahraman ilan edileceklerini sanıyorlar. Hadi diyelim ki herkese değil de İzmir’in yarısına bu yardımlar yapılmış olsun. Yine de kişi başı 10 aylık 1.230 lira yardım düşer. Bunu da salgının sürdüğü 10 aya bölünce, aylık kişi başı 123 lira yardım yapılmış İzmir halkına. Artık bu rakamı da güne bölmeye biz utandık. Bir kez daha ortaya çıkmıştır ki, AKP’nin en iyi yaptığı iş doğruları çarpıtarak algı yaratmaktır Sayın Dağ bu rakamları açıklarken ya hesap yapmadı ya da İzmirlilerin günü gelince hesap soracağını hesaba katmadı. Sayın Dağ’ın dayanışma ruhuna vurgu yapması çok anlamlı. Anlamsız olan şeyse, verdiği rakamlardan bir dayanışma ruhu çıkarması” dedi.
AKP İKTİDARININ SONUNA DOĞRU BU FİLMİ DAHA SIK GÖRECEĞİZ
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Genel konularda CHP’ye ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, İzmir’de de Tunç Soyer’e saldırmanın AKP’nin zora düştüğü, sıkıştığı dönemlerin bir klasiği haline geldiğini ifade ederek “ Öncelikle herkes bilsin ki, ne zaman bu saldırılar artsa, AKP Türkiye’nin başına yeni bir dert açmak üzere demektir. AKP iktidarının sonlarına doğru bu filmi daha sık göreceğiz. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın, Partimiz ve Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki hakaretleri de bu filmin devamıdır. Erdoğan’ın bu sözleri, kendisinin ve partisinin içine düştüğü acziyetin ve çaresizliğin göstergesidir. Bu çaresizliği AKP’nin İzmir temsilcilerinde de görüyoruz. İzmir’de Sayın Soyer’in başkanlığında büyükşehir belediyemizce en çok yatırım yapılan konular, tarım ve altyapı olmasına ve İzmir büyükşehir belediyemizin AKP’li Büyükşehir belediyeleriyle karşılaştırıldığında bu konularda açık ara önde olmasına rağmen, halkta karşılığı olmayan, hatta bazen seviye sorunu olan eleştirilere maruz kalıyoruz. Ama onlar sorunun kendilerinde olduğunu anlamadıkları için, İzmir’in huzurunu bozmaya çalışırken, bizler merkezinden kırsalına kadar İzmirliler ile birlikte yol alıyoruz” dedi.