Serter, özellikle mezunu olduğu Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Sayıştay bulgularını değerlendirdiği açıklamasında Şunları söyledi:
“Dokuz Eylül Üniversitesi’nin bugüne kadar zaten Saray’ın tek adam rejimine biat eden bir kadro tarafından yönetildiği bilinen bir gerçek. Öte yandan, Sayıştay’ın 2021 raporlarında Dokuz Eylül Üniversitesi’nin mülkiyetinde olan taşınmazlarını mevzuata aykırı olarak pazarlık usulü ile ihale edildiği belirtilmektedir. İktidarın 5’li çeteye yaklaşımları ve yandaşlarını zenginleştirme çabalarının yanı sıra sadece bilimin temel alınması gereken üniversiteleri de bu tür girişimlere alet etmelerini şiddetle kınıyorum. Ayrıca, üniversite kooperatifinin kira borçlarının üniversite tarafından takip edilmiyor olması da ayrıca üniversitelerin hesaplarının gerektiği şekilde tutulmadığını bizlere göstermektedir. Nitekim, üniversitenin yaptığı projelerin özel hesaplarında kayıtlı olarak tutulan dövizlerin bile değerleme işlemlerinin de gerektiği şekilde ve zamanda yapılmıyor olması da üniversite yönetiminin şeffaflığı ve hesap verebilirliği konusunda soru işaretleri doğurmaktadır.”
Kayıtlar gerçeği yansıtmıyor
Serter, Ege Üniversitesi’nin Sayıştay 2021 denetim raporuyla ilgili ise şunları söyledi:
“Geçen sene, özellikle Ege ve Katip Çelebi Üniversiteleri için yaptığım, Saray’ın arka bahçesi tanımı bu sene de Sayıştay raporlarında da teyit ediyor. Ege Üniversitesi Sayıştay 2021 denetim raporunda yine üniversite muhasebesinin şeffaf tutulmadığını görmekteyiz. Ayrıca, üniversitenin muhasebe birimleri arası işlemler hesabının hatalı tutulduğu geçen sene de bu sene de raporlarda belirtilmektedir. Bir üniversiteye ait taşınmazların tapu kayıtlarının gerçeği yansıtmaması ve cins tahsislerinin geçen seneden bu yana yapılmıyor olması da ayrıca soru işaretleri doğurmaktadır. Ayrıca, Ege Üniversitesi’nin kişilerden alacaklarının takip ve tahsisinin yapılmıyor olmasının da üniversite yönetiminin hesap verebilirlik noktasında ne kadar ciddiyetsiz davrandığını göstermektedir .“
Usulsüzlüklere üniversite vakıfları da eklendi
İzmir Milletvekilli Serter, açıklamasında, Saray’ın usulsüzlük sisteminin üniversitelere de sıçradığını söyleyerek “Saray’ın vakıflarına usulsüz aktarılan bütçeleri, yapılan usulsüzlükleri takip ederken bir de Sayıştay raporlarına göre üniversite vakıflarının ve iştiraki olan şirketlerin de usulsüzlüklere alet edildiğini görüyoruz” diye konuştu.
Serter,” Sayıştay 2021 denetim raporunda, Ege Üniversitesi Güçlendirme Vakfı ile vakıf iştiraki şirkete yapılan kiralamalarda sözleşmeye aykırı hususların tespit edildiği belirtilmiştir. Raporda ayrıca, üniversite vakfı iştiraki olan şirketin, kira ve fer’i borçları bulunmasına rağmen herhangi bir ihale yasağı getirilmediği de belirtilmiştir” dedi.
Serter, üniversitelere dair raporlarda rakamlar da ortaya konarak pek çok usulsüzlüğün yer aldığının altını çizerek “Üniversiteler, şeffaflığın değil pazarlıkların yuvası haline gelmiştir. Ege Üniversitesi mülkiyetinde bulunan taşınmazların açık, katılımcı ve kamuoyu ile paylaşılan şeffaf ihalelerle değil pazarlık usulü ile kiraya verilmediği yine rapora yansımıştır. Üniversitelerin malı deniz, yemeyeni cezalandırıyorlar gibi bir durum Sayıştay raporlarında açık açık ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
Şeffaf ve açık ihale yapılmıyor
İzmir Milletvekili Serter, Sayıştay raporlarında 2021 denetim raporları açıklanan diğer üniversitelere dair bulgulara da değinerek, “İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde de aynı diğer üniversitelerde olduğu gibi üniversitenin mülkiyetindeki taşınmazların pazarlık usulüyle ihale edilmesi söz konusudur. Ayrıca, iktidarın pek çok ihaleyi kamuoyuyla paylaşmak zorunda olduğunu biliyor olmamıza rağmen pek çok ihaleye dar bilginin Elektronik Kamu Alımları Platformuna kaydedilmediği bilinen bir gerçektir. Bu gerçeklik maalesef üniversitelerin de doğrudan temin kapsamında yapılan alımlarına da yansımıştır. Katip Çelebi Üniversitesi’nin de yaptığı alımların ve ihale bilgilerinin şeffaf ve açık bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmadığı görülmektedir. Atamalarında uygun yapılmadığı görülmektedir. Liyakat değil biat kültürünün üniversitelerimizin içine işlediğini görmek üzücüdür” dedi.