SONKALEİZMİR-İtfaiyeciliğin meslek meslek olarak kabul edilmesi için verdiği kanun teklifi Şubat 2021'de reddedilen CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, infaz koruma memurlarında da aynı durumun yaşanacağına dair duyumlar aldığını söyledi. Sertel'in hazırladığı, infaz koruma memurlarının "Güvenlik" sınıfı içine alınmasını ve özlük haklarının iyileştirilmesini sağlayacak kanun teklifi geçtiğimiz salı günü TBMM'de çoğunluk sağlanamadığı için görüşülememişti.
SONKALE'ye konuşan Sertel, hazırlıdığı kanun teklifinin AK Parti ve MHP'li vekiller tarafından sırf CHP tarafından TBMM'ye getirildiği gerekçesiyle reddedileceğine dair duyumlar aldığını belirtti. Sertel şöyle konuştu:
"Öncelikle itfaiyecilerle ilgili yasa teklifi getirdim. Çünkü itfaiyecilik meslek değil. Bi iktidar itfaiyecilik meslek yüksek okulunu ve lisesini açtı. İtfaiyecilik meslek olarak okullarda, tabelalarda var ama kendisi meslek değil. Bunun için kanun teklifini verdim. Daha yerime oturmadan, AK Partili, MHP'li milletvekilleri aleyhte oy kullandılar. Ve itfaiyeciliğin meslek olmasının önüne geçtiler. Ben bunun peşini bırakmayacağım. Meclisteki tüm milletvekillerine mektup yazdım. Tek tek imzaladım. Dedim ki; bu partiler üstü, siyaset üstü bir hadise. Zaten itfaiyeciler CHP'ye oy veriyor vermiyor onu da düşünmüyoruz. Aynı şekilde infaz koruma memurları da öyle. Ben inanıyorum ki infaz koruma memurlarının yüzde 60- 70'i CHP'ye vermiyor. Bunu biliyorum. Ama bu oy alma kaygısıyla verilmiş bir kanun teklifi değil. İnfaz koruma memurlarının can güvenliği yok."
"GÜVENLİK STATÜSÜNE GEÇMELERİ LAZIM"
70 bin civarında infaz koruma memurunun olağanüstü kötü koşullarda çalıştığını söyleyen Sertel şöyle devam etti:
"Bu memurların 10 bini sözleşmeli. Aynı işi yapmalarına rağmen, aynı koridorları paylaşmasına, aynı hizmeti görmelerine rağmen sözleşmeli personel kadrolu personelin yanında mağdur ediliyor. Güvenlik sınıfına geçmeleri gerekiyor. Çünkü itfaiyeciler gibi infaz koruma memurları da gerçekten can güvenliği içinde olan bir meslek grubu. Orada suçlularla birlikte aynı mekanları paylaşıyorlar. Havalandırmaya çıkarıyorlar, görüş alanına çıkarıyorlar. Ve gerçekten saldırgan olan birtakım mahkumların da kendilerini şişlemeleri, bıçaklamaları, öldürmeleri riskini de yaşayan bir grup bu. O nedenle cezaevleri içinde patlak veren olaylarda ellerinde kalemle gitmiyorlar onların yanına. Büro memuru değiller. Kaskları, çelik yelekleri, dizlikleri, kalkanları var. Yani bir büro memurunun kalkanı olur mu, kalemi olur. Ama bunlar ne yazık ki kalemle çalışan meslek grubu değil. O yüzden, adı üstünde cezaevindeki güvenliği, korumayı sağlayan, adı infaz koruma memuru olarak geçen insanların hakkının teslim edilmesi lazım. Güvenlik statüsüne geçmeleri lazım."
"SİYASET ÜSTÜ GÖRÜLMELİ"
CHP'li Sertel itfaiyeciler gibi infaz koruma memurları için de 3600 ek gösterge isteyeceklerini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
"Geçmişte infaz koruma memurlarının lojmanları vardı, şimdi yok. Geçmişte servis otobüsleri vardı, şimdi yok. Bir infaz koruma memurunun cezaevindeki olaydan ötürü, dışarıda belediye otobüsüyle işine gidip geldiği sırada can güvenliği yok. Bütün bunları yaşayan bir toplum. Ben bu insanların hakkını savuyorum. Bu hakkı alacağız. Dün mecliste bu konuda konuştum. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de dinledi. MHP sıralarına seslendim. MHP'lilere, AK Partililer'e rica ettim. Bu siyaset üstü görülmeli, CHP kanun teklifi verdi diye reddetmeyin dedim. Hatta dedim ki bizi reddediyorsanız, siz getirin biz oylayalım. Yani sorun çözümlensin. 70 bin infaz koruma memuru ve ailesi bizim yasa teklifini bekliyor. İnşallah önümüzdeki salı günü tekrar meclise getiririz kanun teklifini. Meclis, çalışma düzeneği içerisinde benim kanun teklifimi meclise indirir, oylama yaparız. O zaman göreceğim ben AK Partili, MHP'li milletvekillerini. Eller nasıl kalkacak göreceğim, orada izleyeceğim. Ve bütün toplum görecek. İnfaz koruma memurları da görecek. Bunu yaşayacağız beraber. Ezilen insanların hakkını hukukunu savunmaya devam edeceğim. Bütün meslek gruplarında var olan haksızlıkların, hukuksuzlukların üstüne gittiğimiz gibi bu iki meslek dalında da ben hassasım. Ve bunu Türkiye'nin gündeminden düşürmeyeceğim."