“Mali müşavirleri canından bezdirdiniz” diyen Nalbantoğlu, yaptığı yazılı açıklamada şunlara değindi:
“Plansız, programsız enini sonunu düşünmeden, uygulayamaya koyduğunuz vergi, beyanname ve bildirimler mali müşavirleri gerçekten yordu. Herkes bayram yaptı, mali müşavirler ise bayramda, yıllar öncesinin sabit kıymetlerinin peşine düştü. Bayram herkese varken, mali müşavire yok. Niçin bu duruma düşüldü? Yanıt belli. Çünkü ekonomi yönetimindeki iş bilmezlerin yarattığı enflasyonun muhasebesini yapmak mali müşavirlerin işi. İktidardakilerin iş bilmezliği neden mali müşavirlere iş yükü ve angarya olarak yansıyor. Enflasyon düzeltmesi adını verdiğiniz uygulama, borçlanarak varlığını sürdürmeye çalışan işletmelere bir vergi yükü daha getirirken, işinin hakkını vermeye çalışan mali müşavirlerin kâbusu haline geldi. 3’er aylık dönemlerde enflasyon hesaplayıp, bunun bilançosunu, beyannamesini düzenletmek hangi kafanın ürünü anlamak mümkün değil.
Dijital vergi, SGK, e- devlet dediniz. Güya işler kolaylaşacaktı. Mali müşavirlerimiz de bunlara güvenip, işlerini toparlayıp ailesiyle birlikte olmanın planlarını yaparken, çalışmayan beyanname, bildirim sisteminiz yüzünden ofislerinden çıkamaz oldu. Her an sistem düzelecek diye bilgisayar başında nöbet tutar hale geldi. Düzgün ve düzenli olarak çalışan bir tane sisteminizin olmadığı bir kez daha gözler önüne serildi.
“Bu kadar ayrıntıya boğmanın, bir başka kurumda olan bilginin mali müşavirler tarafından bir başka kuruma beyan ve bildirim olarak verilmesinin mantığını anlamak mümkün değil. İşletmenin bütün bir yıl çalışan sayısı SGK kurumunda, işletmenin tükettiği enerji, su, doğalgaz abonelik bilgisi, ilgili kurumlarda varken, işletmenin cirosu kurum beyannamesinde, KDV beyannamesinde varken bunu birde yıllık işletme cetveli adı altında istemenin mantığı nedir? Diyelim ki mali müşavirler bunu yaptı, yapılır da ama sizin alt yapınız bunu karşılayacak durumda değil ki! Beyan süresinin son günlerinde takılmayan, düzgün çalışan bir tane sisteminizi gösterin.
Beyanname gönderilmeye çalışılıyor, beyanname sistemi çalışmaz. e. defter beratlarını yapmaya çalışılır, sisteminiz çalışmaz. O çalışsa mali mührünüz çalışmaz. Yetmedi, e. defteri gönderebildiniz. Birde 2. kopyasını vereceksiniz. Hadi buyurun bu sefer de 2. kopyaların sistemi takılır, çalışmaz. Ofislerde stajyer olarak mesleği öğrenmeye çalışanlar, yardımcılar, bütün bunları görüp bu mesleği yapmak istemiyorlar.
Bu Nisan ayının kerameti nedir?
Her kurum Nisan ayında beyan, bildirim bekler, onu da mali müşavirlerden bekler. Her ayın rutin beyannamesi (KDV, Muhtasar, Damga vergisi vs. vs) yanında Kurum beyannamesi Nisan’da da yıllık işletme cetveli Nisan’da, TÜİK istatistik bilgileri Nisan’da… Devlet kurumları için Nisan ayını bu kadar kutsallaştıran ne acaba? Bu Nisan ayının kerameti nedir? Gerçekten anlamakta zorluk çekiyoruz. Bir ayda bu kadar bilgi belge sağlıklı verilemez, bunu yıla yayalım diye düşünen yok. Yıllık işletme cetveli haziran ayında verilirse, TÜİK bildirimleri Eylül ayında verilirse devletin istatistik sistemi mi çöker? TÜİK kurumuna en doğru bilgiyi ertesi gün verseniz ne olur? Ülkenin yararına kullanması beklenebilir mi? İş bilmiyorsunuz! Organizasyon bilmiyorsunuz! Sonuçlarını hesaplayamıyorsunuz ama…İstiyorsunuz da istiyorsunuz…”