İktidarın Meclis’e sunduğu “Yeni Koronavirüs (Covid 19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi” ile sendikal faaliyetleri durdurmasına tepki gösteren CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, bu durumun sadece 12 Eylül Darbesi ve sonrasındaki askeri diktatörlük sürecinde yaşandığını söyledi. İşçilerin kazanılmış haklarının askıya alınmak istenmesinin bunun yanında sermayeye yeni imkanlar tanınmasının bir işçi düşmanlığı olduğunu vurgulayan Beko, salgın sürecinde gasp edilmeye çalışılan işçilerin askıya alınmak istenen haklarına dikkat çekti.
SENDİKAL FAALİYETLER DURDURULUYOR!
Meclis’e sunulan teklif ile sendikal faaliyetleri durdurmayı hedeflediğini belirten CHP İzmir Milletvekili ve DİSK eski Genel Başkanı Beko, teklif ile sendikaların örgütlenme, özgürce toplu iş sözleşmesi yapma ve grev hakkının askıya alındığı bu durumun askeri diktatörlük dönemi dışında yaşanmadığını hatırlattı.
Beko, “AKP Milletvekillerinin imzası ile verilen teklifle, Bakanlık yetki tespiti, yetki belgesi, arabulucu işlemleri, grev oylaması gibi kendisinin başlatmakla ya da yürütmekle sorumlu olduğu işlemleri yapmayacak. Bu sendikaların faaliyetini alenen durdurmak demektir. Bu durum kabul edilemez. Bir işyerinde işçiler sendikaya üye oldular, çoğunluğu da sağladılar diyelim. Getirilen teklifle sendikaya bu işçileri, işyerinde temsil etme ve TİS yapabilme yetkisini Bakanlık vermeyecek. Bunun pratikteki anlamı sendikaların örgütlenmesini durdurmaktır” sözleriyle tepki gösterdi.
İŞÇİ, PATRONUN VERDİĞİNE RAZI OLMAYA ZORLANIYOR
Benzer durumun toplu sözleşme ve grev için de geçerli olduğunu ifade eden Beko, teklifin, TİS’de uyuşmazlık sonrası süreci durdurduğunu, sözleşme süreci durdurulan işçinin, patronun verdiğine razı olmaya zorlanacağına vurgu yaptı. Beko, “Uyuşmazlık sonrası TİS durduğu için sendikalar grev kararı da alamayacak. Millete “evde kal” diye akıl verip işçileri fabrikalarda, şantiyelerde, marketlerde, ofislerde kelle koltukta çalıştıracaksanız ama onlar örgütlenemeyecek, sendikalaşıp patronla pazarlık hakkı elde edemeyecek. İktidar nasıl bir sınıf kini ve işçi düşmanlığı içinde anlamış değilim. Anayasanın 15. Maddesi temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasının kısmen veya tamamen durdurulabilmesinin koşullarından birisi olarak olağanüstü hali göstermiştir. Hukuken, olağanüstü hal vardır denilebilmesi için Anayasanın 119 maddesine uygun bir şekilde, ülkede olağanüstü hal ilan edilmesi gerekir. Dolayısıyla olağanüstü hal ilan etmeden toplu sözleşme görüşmelerinin ve grev hakkının askıya alınması anayasaya tamamen aykırıdır” dedi.
KABUL EDİLEMEZ! EMEKÇİ HAKLARINI KORUYACAĞIZ!
“Üstelik teklifte iktidarın ve yandaş basının söylediği gibi işten çıkarma da yasaklanmamaktadır” diyerek işten çıkarmalara tepki gösteren Beko şöyle devam etti: “Tam aksine, sermayeye daha önce olmayan hak tesis edilip, ücretsiz izin yasaya sokulmak istenmektedir. Patronun tazminatsız çıkış hakkı da baki kalıyor. Çıkarmadığı işçiyi ise üç ay ücretsiz izine gönderme hakkı tanınıyor. Üstelik teklifte ücretsiz izin için onay şartı da aranmayacak. İşçinin, emekçinin bu duruma itiraz hakkı da yok. Ücretsiz izni kabul etmiyorum, tazminatımı ver deme hakkı da yok. Zaten kıt kanaat geçinen emekçilere günde 39 lira 24 kuruş ‘yardım’ verilecek. Dolayısıyla işçi bu durumda işsizlik ödeneğine de başvuramayacak. Zaten işsizlik ödeneği alma şartlarını yerine getirmek zor. Alınan da çok düşük. Ama artık o meblağ da alınamayacak. Bu durumu kabul edemeyiz. İşçiler her haklarını mücadeleyle elde etmiştir. Eninde sonunda bu mücadeleyi direne direne kazanacağımıza inanıyorum. Bizzat bu süreci dikkatle takip edeceğim ve CHP olarak da sonuna kadar emekçinin haklarını korumaya devam edeceğiz.”
“Her bulduğu fırsatta işçilerin, emekçilerin haklarına göz diken AKP iktidarı, bu teklifi derhal geri çekmeli” diyen CHP’li Beko, “Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında tüm sektörlerde tüm çalışanlara ücretli izin verilmesi, işsizlik ödemesinin kapsam, sınır ve miktarının genişletilmesi, sendikaların ve meslek örgütlerinin açıkladığı taleplerin hayata geçirilmesi için gerekli adımları atmalıdır” ifadelerini kullandı.