CHP’li Bakan, dünyada küresel egemenlik savaşlarında en çok limanların yer tuttuğunu; sadece ticari değil, askerî alanda da limanların çok önemli olduğunu vurgulayarak, dünyanın limanlarla ilgili nasıl pozisyon aldığını anlattı:
“İngiltere’de, Daily Mail Gazetesi’nde yayınlanan yakın tarihli bir görüş yazısında, eski İngiliz Savunma ve Uluslararası Ticaret Bakanı Dr Liam Fox ve eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert McFarlane, Çin’in şu anda dünya çapında 96 limana sahip olduğunu kaydediyor ve ‘Bu limanlarda tek bir asker, tek bir gemi ve hiçbir silah olmadan dünyadaki hâkimiyetini limanlar üzerinden sağlıyor Çin’ diyor ABD’de durum nasıl? Orada da limanların satışı ABD Kongresi’nde onaylanıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde 6 tane limana sahip olan bir İngiliz şirketini Dubai Ports World şirketi satın alıyor, Amerika Kongresi’nde ciddi tartışmalardan sonra o sözleşmeyi iptal ettiler. Yunanistan 2016’da Pire Limanı’nı Çin’e sattı. Yunanistan’da inanılmaz tartışmalar, grevler oldu. Olaylı bir oylamayla zoraki Meclis’ten geçirdiler, Çin’e sattılar. Arkasından Amerika Birleşik Devletleri, Pire Limanı Çin’e satılınca Dedeağaç ve Kavala limanlarına yatırım yapma kararı aldı. Amerika’da Kongre onaylıyor, Yunanistan’da Parlamento onaylıyor, bizdeki gibi ihaleyi yapıyorsun, bitmiyor çünkü bunu millî mesele, ulusal güvenlik meselesi olarak görüyor dünya. Çok yakın zamanda Birleşik Arap Emirlikleri’nde Çin, Abu Dabi’ye 80 kilometre mesafede yine bir liman yatırımı yaptı. ‘Liman yatırımına askerî tesis yapıyor’ diye Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Arap Emirlikleri’ne baskı yaptı, liman yatırımını durdurdu yani ‘liman’ dediğimiz şey dünya ekonomisi için dünyadaki egemen güçlerin savaşı noktasında en önemli unsurlardan bir tanesi.
Küresel güç olmaktan bahsediyorsanız önce kendi limanlarınızı kendiniz işleteceksiniz
Siz uluslararası güç olmaktan, bölgesel güç olmaktan, küresel güç olmaktan bahsediyorsanız önce kendi limanınızı kendiniz işleteceksiniz ya da ulusal sermayeli bir şirketinize işlettireceksiniz. Eğer uluslararası bir yatırımcı geliyorsa da o limanın sözleşmesi sizin Parlamentonuzda onaylanacak. Eğer siz bunu yapamıyorsanız kendi limanınızı kontrol edemiyorsunuz. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok; Rotterdam modeli var dünyada, iskele iskele satıyor, limanın tamamını bir kişiye satmıyor ve orada fiyatları da belirliyor; alt rakam, üstü rakam, en yüksek kâr marjını sağlıyor ve onun üzerinden cirodan pay alıyor. Aynı yöntem bizim limanlarda da uygulanabilir. Mersin Limanı gibi yapamazsınız. Mersin Limanı’nı sattınız 800 milyon dolara ilk yatırım bedeli dâhil, Mersin Limanı’nı alanlar on sene sonra yüzde 39’unu 800 milyon dolara sattılar Avustralyalı şirkete. Yani İzmir’deki limanların 4 katı, 5 katı, monopol şeklinde para kestiler, o parayı yığınla yığdılar, on sene işlettiler, on sene sonra 800 milyon doları ceplerine koydular, gittiler.
Liman vatandır, vatanların satılmasına hayır!
Türkiye’nin yapması gereken, bırakın imtiyaz sözleşmelerinin süresini uzatmayı, eğer zerre vatan sevginiz varsa, zerre milliyetçiyseniz, zerre vatanseverseniz önce bu imtiyaz sözleşmelerinin süresinin dolmasını bekleyeceksiniz, arkasından kamu işletecek, devlet işletecek; olmuyorsa millî sermayeli şirketlerinize işleteceksiniz kendi limanlarınızı; ona buna peşkeş çekmeyeceksiniz, uluslararası sermayeye peşkeş çekmeyeceksiniz. Oyumuzun rengi için söz aldık, oyumuzun rengini söyleyelim: OHAL komisyonunun devamına hayır; sendikalarla ilgili düzenlemeye hayır; korsan bütçeye de hayır; liman vatandır, vatanların satılmasına hayır!”