Abdullah ÇELEBİ/SONKALEİZMİR (ÖZEL RÖPORTAJ)- Müthiş bir İngiltere kariyerinin ardından geçen sezon Göztepe'ye geldiğinde büyük heyecan yaratmıştı...
Attığı gollerden çok, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, özverisi ve pes etmeyen karakteriyle sarı-kırmızılı taraftarların gönlünde taht kurdu.
Sakatlığına rağmen Bursaspor ve Ankaragücü maçlarında oynayıp Göztepe'nin kümede kalmasında büyük rol oynaması belki yıllarca unutulmayacak... SONKALEİZMİR olarak Cameron Jerome ile taraftarla ilgili düşüncelerinden atamadığı gollere, Gürsel Aksel Stadı'ndan sezon sonu bitecek olan kontratına kadar her şeyi konuştuk...
- Göztepe'nin ilk yarı performansını nasıl değerlendiriyorsun, ikinci devre için düşüncelerin neler?
"Takım olarak sezona yavaş başladık. Bu bizim için büyük bir hayal kırıklığıydı. Çünkü takımın üst sıralarda olacağına inanıyorduk. 4-6 maç istediğimiz ritmi yakalayamadık. Bu gerçekten kötü oldu. Hoca değişimi ile performansımız artmaya başladı. Sonuçlar da iyi gitmeye başladı. Takımın içindeki harmoni gelişti. Bunun öncesinde de kötüydü demek istemiyorum ama futbolda kazandıkça her şey güzel oluyor. Sonuçlar geldikçe performans ve ortam güzelleşiyor. Bizde de böyle oldu. Mücadele ve istek artmaya başladı. Dolayısıyla skorlar da geldi. İlk yarı sonunda 'Ne iyi bir yerdeyiz ne de kötü yerdeyiz' diyebilirim. Ama iyi bir yoldayız ve gelişiyoruz."
- Mücadeleci karakterinden dolayı taraftarın en sevdiği isimlerden birisin. Bu özelliğini anlatır mısın?
"Taraftarların yaptığınız mücadeleyi, çalışmayı takdir etmeleri gerçekten çok güzel bir şey. Sizi sevdiklerini ve saydıklarını bilmek özel bir duygu. Bu duygu her zaman daha fazla çalışmanızı ve sahaya daha fazla şey vermenizi sağlıyor. Bu forma büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Ben de bu formayı onurlu bir şekilde taşımak istiyorum. Bence en önemli şey maç bittiğinde kendi kendinize dürüst olarak şunu söyleyebilmeniz. Yani, 'Ben her şeyi yaptım, yüzde yüzümü sahada verdim, sonuna kadar mücadele ettim' diyebilmelisiniz. Kazanabilirsiniz, kaybedebilirsiniz. Ama takım olarak herkes sahaya her şeyini verirse bu taraftarları gururlandırır. Aslında onların en çok istediği şey bu. Aynı zamanda taraftarla oyuncular arasındaki ilişkiyi bağlılığı kuvvetlendiriyor. Bence bu çok önemli."
- Sevildiğin kadar eleştiri de alıyorsun. Gol sayının düşük olması ile ilgili ne düşünüyorsun?
"Bu konuda eleştiri almam çok doğal çünkü golcülerden gol atmaları beklenir. Türkiye'ye geldiğimden itibaren İngiltere'den daha çok gol atmam bekleniyordu. Çünkü ben İngiltere'de Premier Lig'de ve Championship'te daha fazla gol atıyordum. Oradaki gol sayım gerçekten yüksekti. Maalesef Türkiye'de bu rakamlardan uzak kaldım. Ben de bunu kendi kendime sorguluyorum. Buradaki futbol tarzı bana uymuyor mu?, Yoksa yaşlandım mı? Stilim mi uymuyor lige? Bunları ben de kendi kendime soruyorum. Tüm bunları düşünüyorum. Bundan dolayı ben de mutlu değilim. Sürekli bunun üzerine gidiyorum. Daha fazla çalışıyorum. Santrfor olarak yapacağınız en kötü şey kendinize güveninizi kaybedip, pozisyona girmekten kaçmaktır. Doğrusu devam edip üzerine gitmek ve tekrar tekrar denemektir. Ben bunu yapıyorum. Her şeyin daha güzel olacağını düşünüyorum. Çok fazla atak oynayan bir takım değiliz. Çok fazla pozisyona da girmiyoruz. Daha fazla topun arkasında defans yapıyoruz. Bu da ileri oyuncularda çok fazla efor sarf etmeyi gerektiriyor. Ben gol konusunda kendimi geliştirmek için çalışmaya, denemeye devam edeceğim."
- Göztepe'de yeni stat nedeniyle büyük bir heyecan var. Sen de hissediyor musun bunu? Orada ilk golü atıp tarihe geçmek nasıl olur?
"Tüm aşamalarında stadı defalarca gördüm. Bu stat, 5 yıl önce göreve geldiğinde başkanımızın kafasındaki Göztepe projesinin en önemli parçalarından biriydi. Göztepe her geçen gün ileriye doğru adım atıyor. Bu da projenin çok önemli bir ayağı. Türkiye'nin üst sıralarda bulunan kulüplerinden biri değil henüz. Külübün sürekli geliştiğini düşünüyorum ama daha atılacak çok adım var. Büyük potansiyeli olan bir kulüp. Göztepe, zamanla Türkiye'nin ilk sıralarda bulunan takımlarından olacak. İnsanların heyecanı sadace yeni yılda yeni stada geçtiğimiz için değil. Aynı zamanda bu ilerlemenin bir parçası olarak görülüyor stadyum. Bu heyecanlandırıyor aslında insanları. Seyirci kapasitesi iki katına çıkacak. Bu da inanılmaz bir atmosfer yaratacak. İlk golü atarak tabi ki tarihe geçmek isterim ama asıl önemli olan bizim bu tarihi maçtan galibiyetle ayrılmamız."
- Göztepe ile sözleşmen sezon sonu bitiyor. Burada kalmak istiyor musun, kariyer planlaman nasıl?
"Benim için çok garip bir durum. Çünkü hep uzun kontratlarım oldu. 15 yıldır profesyonel olarak yaklaşık 500 maç oynadım. Sözleşmemin bitecek olması benim için stres yaratmıyor. Bunu çok fazla düşünmüyorum. Şu an sadece Göztepe'ye ve sezona odaklandım. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Yıl sonu geldiğinde eşimle konuşacağım. Ailem için en doğrusu neyse karar vereceğiz. Futbol tabi ki önemli. Eğer kalma gibi bir şansımız olursa karar vereceğiz. Burada mı İngiltere'de mi yoksa başka bir yerde mi bakacağız. Tamamen işime odaklandım. Menajerimle de konuştum. Bazı tekliflerin olduğunu iletti. Ancak bunlar hiçbir şekilde aklımda değil. Tüm bunlar sezon sonu konuşulacak şeyler."
- Göztepe taraftarı denildiğinde aklına gelen ilk şey nedir? Onlar için neler söylersin?
Taraftarımız için tek kelime ile 'Muhteşem' diyebilirim. Takımı hiçbir zaman yalnız bırakmıyorlar. Ben onlar için 'Bu dünyadan değiller' diyorum. Yeri geliyor Erzurum, Gaziantep ve Sivas'a geliyorlar. Bir gün yolculuk edip yine geliyorlar sadece armayı desteklemek için. Onlar gerçekten eşşizler. Bu beni çok şaşırtıyor. Taraftarımızı kelimelerle anlatmak çok zor. Ülkemde de soruyorlar, 'Oradaki taraftarlar nasıl?' diye. Gidip görmeniz lazım diyorum. Geldiğimden beri genel olarak beni çok iyi ağırladılar. Bana ya da oyunculara problem yaratan bir ortam yok. Kesinlikle bir ırkçılık yok. Burada futbol herkesi bir araya getiriyor. Taraftarlar gerçekten bir aile ortamı oluşturuyorlar. Bana da hep o ailenin bir parçasıymışım gibi hissettirdiler. Ben bunu gerçekten daha önce hiç yaşamamıştım. Buradaki ortam gerçekten çok farklı. Farklı takımları tutan taraftarlar bile sizi gördüklerinde iyi davranıyorlar. İngiltere'de olsa rakip taraftarlar küfreder, taciz eder. Burada böyle bir ortam yok."