Olay, geçen 21 Ocak günü saat 08.00 sıralarında, 914/1 Sokak'ta meydana geldi. Alsancak’ta kuaförde çalışan 1 çocuk annesi Büşra Yabaşkul, işe gitmek için otobüs beklerken, yanına boşandığı Orkun Çevik geldi. Çevik, Yabaşkul'u darbettikten sonra montunun içinden çıkardığı pompalı tüfekle ateş edip yaraladı. Kanlar içinde yere düşen Yabaşkul'u tekmeleyip kaçtı. Ağır yaralanan Yabaşkul, ambulansla kaldırıldığı Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybeti. Büşra Yabaşkul'un cenazesi Toros Mezarlığı'na defnedilirken, polis, Orkun Çevik'i gözaltına aldı. Çevik, polisteki ifadesinde eski eşini kıskandığını ve kızını göstermediği için tartıştıkları sırada sinirlerine hakim olamayarak öldürdüğünü söyledi.
‘CEZALAR CAYDIRICI OLMALI’
Tutuklanan Çevik, İzmir 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamanın karar duruşmasına cezaevinden SEGBİS ile katıldı. Mahkeme, son savunmasına Yabaşkul'u öldürme kastının olmadığını söyleyen Çevik'i 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırdı. Cezada indirim yapmadı.
Duruşmanın ardından konuşan Yabaşkul'un annesi Zuhal İnce, Çevik'e verilen cezanın emsal olmasını istedi. İnce, "Geride kalan bir yılım kabus gibi geçti. Evladımı bekliyorum ama gelmiyor. Kızımı katleden kişi çok ağır bir ceza aldı. Onunla hukuk savaşım bitti ancak vicdanımda bitmedi. Başkalarının canları yanmasın diye savaşmaya devam edeceğim. Kızım eğer yanıma hiç gelemeyecekse o caninin de hapisten hiç çıkmaması gerekiyor. Bu acının hiçbir indirimi yok. Acımın hiçbir tarifi yok. Sadece torunum içim yaşıyorum. O bir kişiyi öldürmedi. Kendini, beni ve kızını da öldürdü. Hiçbir insanın böyle bir acıyla sınanmasını istemem. Bu durumlarda en ağır cezalar uygulansın ki caydırıcı olsun" dedi.
‘KIZIMIN GÖZLERİ GÖRMEYE DEVAM EDİYOR’
Kızının retinalarını bağışlandığını hatırlatan İnce, "Kızım, anne olduktan sonra kemik iliğini bağışlayacağını söylüyordu. Hastaneye her gittiğimizde bunu hep söylerdi ancak yaşarken nasip olmadı. O gün Adli Tıp Kurumu'ndaki uzman bana 'Retinalarını bağışlamak ister misin?' diye sorduğunda çok üzgün olduğum halde Büşra'nın istediği olacak diye mutlu oldum. Benim çocuğumu öldürdüler ama gözlerini öldüremediler. Hala dünyada bir yerde ve bakıyor" dedi. Torununu büyüten İnce, "Torunum 3 annesi olduğunu söylüyor. Biri büyükannesi, birisi Zuhal annesi ve diğeri de annesi. Annesini asla unutmuyor ama babasını da unutmuyor. O benim çocuğumu öldürdü ama asıl cezayı kendi kızına kesti. Sen kendi çocuğuna neden bunu yaptın? Benim çocuğumu aldıktan sonra benden nasıl vicdan bekleyebilirsin? 'Kızımı özledim' diye mektuplar geliyor. Ben de özledim. Benim görme hakkım yok mu? Benim suçum ne?" diye konuştu.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatı Sedef Akaydın da "Sanık duruşmada Büşra'nın özel hayatıyla ilgili bazı iddialarda bulundu ve açıkça 'Yaptıklarının bedelini ödedi' ifadelerini kullandı. Sanık yine çocuğunu göremediğini ve bu yüzden tartıştıklarını söyledi. Ancak hukuk mahkemeleri, bu gibi velayete ilişkin uyuşmazlıkları çözümlemek için vardır. Biz bu iddiaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığıyla ilgilenmiyoruz ve kadının yaşam hakkıyla ilgileniyoruz. Nitekim yerel mahkeme de hiçbir indirim uygulamadan sanığa ağırlaştırılmış ve kasten öldürme suçundan ceza verdi. Bu kararın, hukuk düzeninin kadını öldürmeyi kendine hak gören kişileri korumadığının altını çizdiğini düşünüyorum" dedi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri üyesi Tülin Polat ise "Kadın cinayetlerini ve dava süreçlerini takip ediyoruz. Çıkan kararın emsal olmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.