İnme hastalığının önlenmesinde ilk aşamanın inmeye dair risk faktörlerinin öğrenilmesi olduğunu belirten Uzm. Dr. Oto, “Öğrenildikten sonra da bunları değiştirmek için doğru önlemlerin alınması gerekir ki; koruyucu en önemli tedbir, uygun yaşam biçimi oluşturmaktır.Bunun için de hipertansiyon, diyabet, sigara, kalp hastalıkları, yoğun alkol kullanımı, hareketsiz yaşam gibi değiştirilebilen risk faktörleri ile mücadele etmek gerekir” dedi.
Dünyada her yıl 15 milyon kişinin inme geçirdiğini, inmenin 5 milyon hastanın hayatını kaybetmesine, 5 milyonunun da kalıcı özüresahip olmasına yol açtığını belirten Kent Bayraklı Tıp Merkezi Nöroloji Uzmanı Dr. Aycan Oto, korunmanın ve erken müdahalenin önemine dikkat çekti. İnmeyi (felç) “beyni besleyen damarlardan birinin tıkanması veya yırtılması sonucu oluşan,kan akışının azalması veya tamamen durmasıyla, ilgili beyin bölgesinde işlev kaybı olması” şeklinde tanımlayan Uzm. Dr. Oto, şunları söyledi;
DEĞİŞTİRİLEBİLİR RİSK FAKTÖRLERİNİ DEĞİŞTİRİN
“İnmede değiştirilebilir ve değiştirilemeyen risk faktörleri vardır. Bu risk faktörleri, birbirlerinin etkilerini katlanarak arttırmaktadır. Değiştirilemeyen risk faktörleri; yaş (inme geçiren hastaların yüzde 75’i 60 yaş civarındadır. 60 yaş sonrası her 10 yılda 2 katına çıkar.) İkincisi cinsiyet ( 55 yaş üzeri erkeklerde kadınlara göre daha yaygın görülür. Yaş ilerledikçe inme oranı kadınlarda artar.) Diğer ikisi de ailede inme öyküsü varlığı ve ırktır. Değiştirilebilir risk faktörleri ise; yüksek tansiyon, kontrolsüz diyabet, yüksek kolesterol, kalp hastalıkları, sigara tüketimi, obezite, daha önce geçici iskemik atak geçirmiş olmak, menapoz sonrası hormon tedavisi, orak hücreli anemi, damar hastalıkları gibi sıralanabilir. İnme hastalığının önlenmesinde bu risk faktörlerinin öğrenilmesi ve bunları değiştirmek için doğru önlemlerin alınması çok önemlidir. Koruyucu en önemli tedbir, uygun yaşam biçimi oluşturmaktır. Bunun için de düzenli kontroller yaptırarak, hipertansiyon, diyabet, atrialfibrilasyon, yüksek lipid düzeyleri, sigara, yoğun alkol kullanımı, hareketsiz yaşam gibi değiştirilebilen risk faktörleri ile mücadele etmek gerekir.”
İLK 4.5 SAAT MÜDAHALE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Öte yandan inmeye bağlı ölümlerin ve fonksiyon kayıplarının önlenebilmesi için erken müdahalenin önemini vurgulayan Uzm. Dr. Oto, uyarılarını şöyle sürdürdü;
“Erken müdahale şansı yaratabilmek için de inme belirtilerinin bilinmesi, fark edilmesi gerekir. Ani bilinç bulanıklığı, vücudun tek tarafında ani gelişen güç kaybı,ani gelişen görme, konuşma bozuklukları, anlamada güçlük, yüz, kol ve / veya bacakta uyuşukluk, yüzde kayma, nedeni bilinmeyen ani ve çok şiddetli baş ağrısı,(eşlik eden kusma) gibi belirtiler inme şüphesi uyandırmalıdır. Bu belirtilerden bir ya da birkaçı görüldüğünde erken müdahale edilirse olası fonksiyon kayıpları en aza indirilir. Özellikle ilk 4,5 saatlik zaman hayati öneme sahip olabilir. Kişinin felç geçirdiğinin görülmesi durumunda mümkün olan en kısa sürede, inme ünitesi olan en yakın hastanenin acil servisine başvurulmalıdır.”