İzmir kırsalında 5 yıl boyunca çalışma yapan ekip, endemik (yalnızca belli bölgede yaşayan), nadir görülen ve tehdit altındaki 188 bitki taksonuna ait herbaryum ve 75 tohum materyali topladı. Yapılan araştırmada, Türkiye florası için yeni türlere rastlanırken, kayıp 4 tür de yeniden keşfedildi. Araştırmalarda ayrıca, 'Bornova Lalesi'nin, doğada tükendiği belirlendi. Proje kapsamında İzmir'de bulunan endemik, nadir görülen ve tehdit altındaki 188 bitki taksonuna (tür ve tür altı) ait herbaryum (kurutulmuş bitki örneklerinin belli bir sistemle düzenlenerek saklandığı yer) ve 75 tohum materyali toplandı. Bu materyaller, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde bulunan Ulusal Tohum Gen Bankası'nda gelecek nesillere aktarılmak üzere, muhafaza altına alındı. Yapılan araştırmada, Türkiye florası için yeni bitki türlerine rastlanırken, kayıp 4 tür de yeniden keşfedildi. Yapılan arazi çalışmaları sonucunda tespit edilen taksonlar Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından belirlenen tehdit kriterlerine göre yeniden sınıflandırıldı. Buna göre daha önce Bornova'nın Atatürk Mahallesi'nin dağlık alanlarında yetiştiği belirlenen Bornova Lalesi'nin doğada tükendiği ortaya çıktı. Yine 6 türün de tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu kaydedildi.
'3 YENİ TÜR BELİRLENDİ'
Proje lideri Dr. Erdinç Oğur, yaptıkları çalışmalarda, yakın zamanda bilim dünyasına tanıtılacak 3 türün belirlendiğini söyledi. Yapılan araştırmalarda ayrıca yine Türkiye'de daha önce kaydı bulunmayan Orchidaceae (Salepgiller) familyasından 4 türe ulaşıldığını, bu türler yayınlandıktan sonra İzmir ve Türkiye florasına ekleneceğini açıklayan Oğur, şunları söyledi:
"Son yıllarda gerçekleştirilen çalışmalarla birlikte, lokal endemik sayısında da artış oldu. Şu anki literatüre göre toplam 29 taksonun sadece İzmir'de yayılış gösteren lokal endemikler olduğu bilinmekte. Bunlar Allium liliputianum, Alyssum fulvescens, Asperula daphneola, Astragalus consimilis, Bromus macrocladus, Campanula mugeana, Campanula teucrioides, Centaurea zeybekii, Cytisus orientalis, Cota dipsacea, Cota xylopoda, Euphorbia anacampseros var. Tmolea, Haplophyllum megalanthum, Inula oculus-christi subsp, auriculata, Jasione supina subsp, tmolea, Jurinea cadmea, Malope anatolica, Minuartia nifensis, Minuartia saxifraga subsp, tmolea, Paronychia anatolica subsp, balansae, Potentilla subleavis, Prangos hulusii, Salvia smyrnaea, Scilla luciliae, Scilla sardensis, Scilla siehei, Sideritis tmolea, Verbascum rupicola, Verbascum smyrnaeum, Peucedanum guvenianum, Campanula leblebicii."
'KONTROLSÜZ TOPLANMA NEDENİYLE YOK OLDU'
Yapılan araştırmaya göre, adını Smyrna'dan alan ve dünyada sadece Nif Dağı'nda yetişen endemik bir adaçayı türü olan ayrıca aromatik kokusu nedeniyle bitki çayı olarak da tüketilen Salvia Smyrnaea, kontrolsüz toplanma nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Dr. Erdinç Oğur, "İzmir'de çok zengin endemik ve nadir bitkiler grubu var. Bunların bir çoğu da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bunları korumak için strateji belirlememiz lazım. Bornova Lalesi, doğada tükendi. Şuanda bir kaç evin bahçesinde ve doğa severin koleksiyonunda bulunuyor. Doğa tahribatı devam ederse, tehlike altındaki türler de yok olacak. Örneğin Bozdağ zirvesinde yetişen Scilla luciliae, tükenme tehlikesi altında. Eflatun ve mavi renkte çiçek açan soğanlı süs bitkisi olan Scilla sardensis de yine tükenme tehlikesi altında" dedi.
'TÜRKİYE ÇOK ZENGİN'
İzmir'in ve Türkiye'nin çok zengin biyoçeşitliliğe sahip olduğunu aktaran Dr. Oğur, "İzmir 2 binin üzerinde bitki türü barındırıyor. Öte yandan tüm Avrupa kıtasındaki ülkelerin toplamında yer alan bitki türü sayısı ile Türkiye'deki bitki türü çeşitliliği aynı. Hatta Türkiye büyük ihtimalle yeni türlerle daha da zenginleşecek. Ülkemizde 12 bin bitki taksonu var, Avrupa'da da 12 bin" dedi. Dr. Oğur ayrıca yapılan çalışmalara, Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi Herbaryum Uygulama ve Araştırma Merkezi öğretim üyeleri Doç. Dr. Serdar Gökhan Şenol, Doç. Dr. Hasan Yıldırım, Dr. Volkan Eroğlu ile Nejdet Bozkurt'un destek verdiğini söyledi.