MENÜ
İzmir 35°
Son Kale İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bilal Erdoğan, harf devrimini eleştirdi!
Politika
26 Temmuz 2020 Pazar 14:52

Bilal Erdoğan, harf devrimini eleştirdi!

Ayasofya'da kılınan Cuma namazında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Atatürk'ü hedef alan sözlerinin ardından, AK Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, harf devrimini hedef alarak, "Yunanistan, Çin niye alfabesini değiştirmemiş? Demek ki gelişmenin alfabeyle alakası yokmuş" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Partili Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, "Kendinizi anlatmayı düşünmediniz mi?" sorusuna, "Şimdi tabii bunları 17/25 Aralık’tan önce yapsaydım daha anlamlı olurdu gibi düşünüyorum. O dönemden sonra ne zaman gündem olsa ‘Kendine daha iyi tanıtman lazım’  dendiği zaman o işe ben girişemedim" yanıtını verdi. 

CNN Türk'te "Hafta Sonu" programına konuk olan Bilal Erdoğan'a Hakan Çelik, "İngilizce, İtalyanca, Fransızca, Arapça, çok dil konuşan bir insansınız, iyi de bir eğitim kariyeriniz var. Burada izleyicilerimiz ilk defa sizi televizyonda görmüş olabilir. Siz televizyona çok az çıkan bir insansınız. Belki de üçüncü program olmuş olabilir. Neden bu kadar az kendinizi anlatıyorsunuz? Çünkü gerek sosyal medya gerek geleneksel medyada Bilal Erdoğan dendiği zaman ortaya çıkan algıyla şu an Bilal Erdoğan arasına bir uçurum vardır. Biraz kendinizi anlatmamak yönünde kırgınlık, küskünlük, tepki mi, daha çok kendinizi anlatmayı düşünmediniz mi?" sorusunu sordu. 

KARŞILIK GÖRÜLEMEYECEK İŞLER...

Bilal Erdoğan, "Şimdi tabii bunları 17/25 Aralık’tan önce yapsaydım daha anlamlı olurdu gibi düşünüyorum. O dönemden sonra ne zaman gündem olsa ‘Kendine daha iyi tanıtman lazım’ dendiği zaman o işe ben girişemedim. O farklı bir motivasyon gerektiriyor, oraya kafa yorma ve zaman gerektiriyor. İştigal ettiğim alanlar biraz işin mutfağı gibi görünen alanlar… Gençler yetişsin, kendi kültürünü sevsin, çocuklara burs verelim vs. Hep böyle yaygın reklamı yapılıp da karşılık görülemeyecek işler olduğu için…" değerlendirmesinde bulundu. 

EN BÜYÜK ZORLUK...

Erdoğan, "Bazı şeyleri de eğitimimiz itibariyle karşılığını illa bu dünyada alacağımızı düşünmüyoruz. Doğru şeyleri yapalım, Ben PR’la işlere girdiğim zaman diğer işlerimi zehirler mi acaba diye kaygıya giriyorum.  Elbetteki bir Cumhurbaşkanı’nın oğlu olmak, böyle bir ailenin üyesi olmanın da getirdiği birçok komplikasyonlar, zorluklar var.  En büyük zorluk ben 'Cumhurbaşkanı’nın oğlu olsa yapardım' dediği her şeyi bizim üzerimize boca ediyor" diye konuştu. 

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Dünyanın enteresan bir döneminde yaşıyoruz. Bu küresel salgından dolayı aylarca havalimanlarında in cin top oynadı, insanların seyahatleri aksadı, uzaktan eğitimler yapılmaya başlandı. Dünya ekonomisi 1929 krizinden bu yana yaşadığı en büyük şok yaşadı. Diğer krizlere de benzemeyen bir kriz çünkü çok farklı nedeni.

Öncelikle bu hastalık nedeniyle kaybettiğimiz uzaktan yakından tanıdıklarımız var, hala hasta olan tanıdıklarımız var. Allah hepsine şifa versin. Ülkemiz, bütün sağlık çalışanlarımız çok büyük imtihan verdi. Onlar olmasaydı başaramazdık. Bütün emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum. Türkiye iyi bir imtihan verdi. Kendi vatandaşlarınızın dışında bir de 100'ün üzerinde ülkeye yardım etmek büyük bir başarıdır.

İtalya'daki yaşam ülkeme daha da bağlanmama neden oldu. Bu ülkeye değer veren bir ailede yetiştiğim için de olabilir. 14 yıl yurt dışında geçirdim. Mesela ben ABD'ye ilk gittiğim zamanlarda Türk Öğrenci Derneği yönetimine girdim. Kendi dilimize özen gösteririm. İlim ve bilim insanlığın ortak malıdır. Yurt dışında kendi kültürümüzle ilgili çalıştım.

BUNUN ARKASINDA DİNDAR İNSANLARIN CİDDİ BİR ROLÜ VAR

Birçok kültür Batı medeniyetine asimile oldu. Bir kültür üstüncü yaklaşımla yaklaştığı zaman o zaman toplumlarda tansiyon yükseliyor. Daha gergin bir ilişki olmuş oluyor. Karşılıklı saygı temelinde ilişki kuramamış oluyorsunuz. Düşünün ki AB yıllarca Türkiye'ye üstten baktı. Ne yazık ki birçok aydın da bunu savundu.

Batı medeniyeti İslam'dan aldıklarını geliştirdi, geriden gelerek öne geçti.

İlkokulda olduğum yılları hatırlıyorum. Çok net bir şekilde alfabemizden dolayı geri kaldığımız bize anlatıldı. O zaman sorgulamamıştım ama sonradan düşününce... O zaman komşumuz Yunanistan niye alfabesini değiştirmemiş? Komşumuz Gürcistan... Hadi Gürcistan'ı çok ileri bir ülke olarak değerlendirmeyelim. Japonya niye alfabesini değiştirmemiş? Çin niye alfabesini değiştirmedi? O zaman insan diyor ki demek ki gelişmenin alfabeyle bir alakası yokmuş. Sonra başka ülkelere bakıyoruz. Kıyafetini değiştirmeden gelişen de var. O zaman niye kıyafet değiştirmeyi gelişmeyle irtibatlandırmışız? Yani şekil olarak değişmenin ruh olarak değişmeyle ilişkisi öyle sanıldığı gibi kolay değil. Şeklinizi de değiştireceksiniz de sonra Batı gibi teknolojide, bilimde, fende ilerleyeceksiniz de... E bu kadar şeklimizi benzettik, o zaman niye yakalayamadık bugüne kadar?

Şimdi bakıyorum Türkiye'nin son 20 yıldaki sıçrayışına, yükselmesine. Hem bölgesinde hem dünyada artık söz söyleyen bir ülke oluşuna bakıyorum. Bunun arkasında dindar insanların ciddi bir rolü var. Teknoloji dediğimiz zaman, Selçuk (Bayraktar) gibi bir insan bu işin arkasında olabiliyor. Demek ki namazla, niyazla, kültürle, görüntüyle hiçbir alakası yokmuş. 'O mesafeyi kapatabilir misiniz?' sorusunun cevabı.

Bugünün yüksek teknolojisi neyse biz de onu alacağız ve ileri gideceğiz. Aşı niye Türkiye'de çıkmasın? Yolun başındayız. Bu konuda girişim ortamının güçlü kalması çok önemli. Milletçe buna inanacağız. Çin ve Japonya öyle yaptı. Ne üretirim, ne satarım, onlara kafa yoruyorlar.

 İmam Hatipliler ve Mezunlar Derneğinin (İMHAD) Konak ilçesi Güzelyalı Mahallesi'ndeki Kitap Kahve Evi' Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan'ın da katıldığı törenle açıldı.

ÇOK BAŞARILI RESTORASYONLAR YAPIYORUZ

'Kendini daha iyi tanıtman lazım, insanlar seni yanlış tanıyorlar' dediklerinde o işe ben girişemedim. Gençler yetişsin, kültürünü sevsin. Dünyanın bütün kültürleri kendi kültürlerine değer versin. Ben de bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Cumhurbaşkanı'nın oğlu olmak, böyle bir ailenin oğlu olmak gibi bir zorlukları var.

Atık üretmeyen bir hayat tarzına geçilmeli. Şimdi hijyen kaygıları ön plana çıktı tabii ama normalde çevre için ambalajlı değil de açık ürünler almalı.

Çocukluğumuzdan itibaren Ayasofya'nın camii olması için dualarla büyüdük diyebilirim. Ayasofya Camii özlemimiz her zaman vardı. Gözümüz gibi bakacağımız bir eserdir. Mimar Sinan'ın destekleriyle ayakta kaldı. Gönül ister ki artık bu mesele kapansın. Burası cami. İstanbul Fethi'nin bir simgesidir. İstanbul Fatihi'nin istediği gibi ibadete açıldı. Dışarıdan yorum yapanlara aldırış etmeyelim. Korumak için gereken ne varsa yapıyoruz. Örneğin bazı zeminlere halı serilmedi, oraları da turistler rahatça gezebilsin diye. Ayasofya'ya daha fazla turist gelecek. Çok başarılı restorasyonlar yapıyoruz.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Son Kale İzmir