SONKALEİZMİR-İzmir Büyükşehir Belediye Belediye Başkanı Cemil Tugay, Tarihi Kemeraltı Çarşısı girişinde devrilen asırlık çınar ağacının yerine yenisinin dikildiği törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tugay, kuraklık ve su krizi, İzmir Körfezi'nin kirliliği ve belediyede yaşanan işten çıkarma konusu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
"HERKESİ DİKAKTLİ OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ"
İzmir'de bu yaz yaşanabilecek bir su krizine karşı nasıl bir tutum izlendiğine dair sorulan soruları yanıtlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay şöyle konuştu:
"Geçen yazdan beri ihtiyacımız olan su için önlemler aldık. Pek çok yeni kuyu açtık. Gördes Barajı'ndan alabileceğimiz suyu çekmeye çalıştık. Son aylarda belirli kuraklık olması sebebiyle de suyun aşırı tüketiminin önüne geçmek için önlem aldık. Su kaçaklarını azaltmak için temiz su tesisatı hatlarını yeniledik. Çalışmalarımız hala devam ediyor. Kuraklık içinde yaşadığımız dönemin bir gerçeği. Yağışlar sadece bu sene değil, önümüzdeki yıllarda da az olacak. Suyun değerli olduğunu, önümüzdeki yıllarda da değerinin artacağını herkesin bilmesi lazım. Su tüketimi konusunda herkesi daha dikkatli olmaya çağırıyoruz. Çimleri daha az su ihtiyacı duyan çim türleri ile değiştiriyoruz. Gereksiz su harcamalarının önüne sessiz sedasız geçmek için çaba gösteriyoruz. Suyun kolay bulunabilen bir şey olmadığını herkesin hatırlaması lazım. Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesini günlük olarak takip ediyoruz. Sonbahara kadar yetmesi için gereken önlemleri aldığımızı düşünüyoruz. Önümüzdeki aylarda oluşacak sıcaklıklar ve buharlaşma miktarı suyun seviyesini belirleyecek. İnşallah arada yağmur da yağar. Bu yağmur ile de bir miktar beslenebilir. Bundan sonraki yaşamımız boyunca suyun değerli olduğunu bilerek tüketmemiz ve tüm yurttaşlarımızın bunun bilincinde olması gerekiyor. Tarımda da daha az su tüketecek üretim modellerini oturtmamız gerekiyor."
"BİZE BİLDİRİLMİŞ OLAN ÇALIŞMASI YOK"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın İzmir Körfezi'nin temizliği ile ilgili çalışma yapıp yapmadığı ile ilgili soruya yanıt veren Tugay, "Bakanlığın ne yaptığını gerçekten bilmiyorum. Bize bildirilmiş olan bir çalışma yok. Ancak biz çok çalışıyoruz. Dördüncü Faz'la beraber tam kapasite artıma çalışıyor. Yağmur suyu ayrıştırmalarını yaptık ve devam ediyor. Eskiden biriken kirliliğin temizlenmesi için ister istemez zaman gerekiyor. Bunu daha önce de söyledim: 'Yarın öbür gün yüzeriz' gibi gerçek olmayan bir şey söylerek insanları beklentiye sokmaya gerek yok. Körfez kirli ve bir süre daha kirli kalacak. Yaptığımız ölçümler her ay daha iyi hale geldiğini gösteriyor. Biz bu yolda devam ettikçe bütün problemler gidecek. Zaman zaman hafif bir koku oluyor ama şiddetli ve keskin bir koku yok. Bazı bölgelerde alglerden kaynaklı koku olacaktır. Şu an balık ölümleri olacak düzeyde değil ama önümüzdeki aylarda hiçbir şey garanti edemeyiz. Takip etmeye devam edeceğiz. Körfezde kirlilik dışında bir problem var. Körfezdeki mikroorganizmalar zaman zaman hava sıcaklığından etkilenerek patlama ile dağılabiliyor. Bu da kokuya ve sudaki oksijenin tükenmesine sebep oluyor. Bunun için de arkadaşlarımız sürekli temizlik yapıyorlar" diye konuştu.
"BERABER ÇALIŞMA YÖNÜNDE ÇABA GÖSTERİR DURUMDAYIZ"
Tugay, açıklamalalarını şu ifadelerle sürdürdü:
"Bizim Bakanlık'tan beklediğimiz şey körfezi kirleten, limana gelen, gemilerin kontrol edilmesi. Zaman içerisinde araştırdıkça başka ülkelerde bu gemilerin daha sıkı önlemlerle takip edildiğini duyuyoruz. Biz de yetki istedik ama yetki vermediler. Tershane ve derelerden gelen kirlikler var. Bunların hepsi ile ilgili yetki ve sorumluluk Bakanlık'ta. Daha etkili önlemler alınabilir. Zıt ve çatışır gibi değil de yakalayabildiğimiz kadar uyumu yakalayıp beraber çalışma yönünde çaba gösterir durumdayız."
MORDOĞAN YANGINI ELEKTRİK DİREKLERİNDEN ÇIKMIŞ
İzmir'de arka arkaya meydana gelen Foça ve Karaburun yangınlarının ardından, İzmir ormanlarının elektrik altyapı ile ilgili soruları yanıtlayan Tugay, altyapıların problemli olduğunu belirtti. Tugay, "İki gün önce Mordoğan'da çıkan yangın elektrik direklerinden çıkmış. İki adet büyük neden var: Biri insanların dikkatsizliği diğeri de elektrik tesisatları. Hava kuru ve sıcak oldukça yangın riski devam ediyor. Elinde ateş olan herkesin ormanlardan uzak durması lazım. Bu konuda herkesin dikaktli olması lazım" diye konuştu.
"DAHA ETKİLİ ÇALIŞMALAR YAPACAĞINA İNANIYORUM"
Yerel yönetimler ve merkezi yönetim arasında bir 'yetki' sorunun olduğunun altını çizen Tugay, "Prensip olarak şunu söylüyorum: Bir alanı yönetmek için 'Ben bu işi yapacağım' derseniz yönetim merkezileştikçe, problemli alanın daha uzağından o alanı yönetmeye çalılştıkça mutlaka eksikleriniz daha fazla oluyor. Bu yüzden yerel yönetimlerin daha yetkili olması lazım. Merkezi yönetimlerin yerel yönetimlere daha fazla güç vermesi lazım. Bu açıdan eksik çok. Türkiye'nin belirgin bir merkeziyetçi yönetim anlayışı var. Bu ciddi sorunlu bir durum. Bunun partiyle, siyasetle değil, devleti yönetme anlayışı ile ilgili hatalı yönü var. İnsanlarımızın yerel yönetimin güçlü olmasını talep etmesi lazım. Hepimiz kendimize eleştrilerde bulunmak zoruındayız. Eksiklerimizi tamamlarken dayanışma içinde olmalıyız. Bu ülkede hepimizin en çok bizden sonra gelcek nesillerin. Bu nedenle herhangi bir sorumsuzluğun olduğu şekliyle kabul edilmesi onaylanamaz. Hepimizin 'Nerede eksik yapıyoruz?' diye düğşünüp onu tamamlamamız lazım. Yerel yönetimlerin daha fazla yetkili olması halinde daha etkili çalışmalar yapacğaına inanıyorum" diye konuştu.
"ÇALIŞAN İNSANA DOKUNMAK GİBİ BİR NİYETİMİZ YOK"
Kamuoyunda konuşulan "144 geçici işçi için ilan açıldı" iddiaları için konuşan Tugay, "Emekli olan ve ayrılan saha işçileri var. Onlar olmadığı zaman neler olduğunu biliyorsunuz. Bu işlerin aksamasının bir nedeni de oradaki personel eksikliği. Bunun olmaması için özen gösteriyoruz. Dikkatli seçimler yapmaya çalışıyoruz. Daha önceki yıllarda personel alındıktan sonra görev değişikliği yapıldığını gördük. Yani 'Temizlik, ilaçlama, yol tamiri' gibi işlerde çalışanlar rahatsızlıklarını öne sürerek, araya birilerini sokarak bürolara ve daha hafif işlere geçiyor. Böyle bir alışkanlık oluşmuş. Bunu yaşamamak için başlangıçta 11 aylık bir süre var. Geçici statüde çalışılsın, istediğimiz performansı alamazsak arkadaşımızın çalışma süresini uzatmayalım diye önlem olarak bu uygulamayı başlattık. O sürenin sonunda liyakatini ispat ettikçe geçici hal kalıcıya dönecek. İşten çıkarılan işçilerin çok büyük çoğunluğu büro personeliydi. Ya da saha personeli gibi görünen ama sahada verim alınamayanlar var bir de. Çalışan, başarılı işler yapan insanlara dokunmak gibi bir niyetimiz yok" ifadelerini kullandı.
Sayfa başına git