MENÜ
İzmir 35°
Son Kale İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bahçeli: Biz ekmek dedikçe, ekmeksizler saldırıyor
Politika
27 Ekim 2020 Salı 12:29

Bahçeli: Biz ekmek dedikçe, ekmeksizler saldırıyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başlattığı askıda ekmek kampanyasını eleştirenlere yanıt verdi. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, "Biz ekmek dedikçe, ekmeksizler topyekûn saldırıyor. Meğer ekmeğe düşman kesilmişler, bizim de bundan haberimiz olmamış" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM’de grup toplantısında partililere seslendi. Bahçeli konuşmasına dün hayatını kaybeden Prof. Dr. Osman Durmuş’u anarak başladı. Durmuş’un vefatıyla ilgili konuştuğu sırada Bahçeli’nin sesinin titrediği ve gözlerinin dolduğu görüldü.

Konuşmasında Cumhuriyet’in 97’inci kuruluş yıl dönümü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemi, ABD ve Fransa ile yaşanan diplomatik gerilim gibi pek çok konuya değinen MHP lideri Bahçeli’nin hedefinde ise partisinin ‘Askıda Ekmek’ kampanyasını eleştiren muhalefet partileri vardı.

Eleştirenlere sert sözlerle yanıt veren Bahçeli, “Biz ekmek dedikçe, ekmeksizler topyekûn saldırıyor. Meğer ekmeğe düşman kesilmişler, bizim de bundan haberimiz olmamış” diye konuştu.

Bahçeli konuşmasından satır başları:

* Prof. Dr. Osman Durmuş’u kaybetmenin acısını yaşıyoruz. Osman Durmuş, inanmış bir ülkücü, çalışkan bir hekim, başarılı bir siyasetçi, ahlaklı bir insan, kısacası adam gibi adamdı.

* 57. Cumhuriyet Hükümeti’nde Sağlık Bakanı olarak görev almış, gayreti, tecrübesi ile taraflı tarafsız herkesin takdirini toplamıştır. Osman Durmuş’a rahmetler niyaz ediyorum, ailesine, sevenlerine, camiasına sabır ve metanet diliyorum.

“BİZİM TARİH ANLAYIŞIMIZ DEVRİ DEĞİLDİR”

* Türk milliyetçileri olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna tutarlı ve tafsilatlı bir tarih şuuruyla bakıyor, bu şekilde yorumluyoruz. Maziye önem vermemiz, özlem ve hürmet duymamız, bugüne yönelik bir memnuniyetsizlik hali veya bir mahrumiyet halsizliği olarak okunmamalıdır.

* Gerçekçi olmak lazım gelirse, biz saadet ve selameti geçmişimizin sayfalarında değil, onu her seviyede aşma başarısı ve becerisi göstermiş bir istikbal yükselişinde görüyoruz.

* Ancak geçmiş bazen geleceği perdeleyecek kadar gözlerimizi kamaştırabilir, hatta gerçeklerden kopartabilir. Bu durum bir hamaset çıkmazıdır.

* Unutmayalım ki, zaman tünelinden geçip bugüne ulaşan, hatta karmaşıklaşıp yeni boyutlar kazanan her neviden sorunu dünün ilhamıyla, bugünün imkânlarıyla çözmekten başka seçeneğimiz yoktur.

* Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarını şuurla idrak edemeyenler için yanlışa düşmek, çelişkide bocalamak, değişime ve gelişime direnç göstermek kaçınılmazdır.

* Bizim tarih anlayışımız devri, coğrafya algımız dönemsel değildir. Tarih ve coğrafyaya baktığımızda gördüğümüz dağınık parçalardan, birbirinden kopuk paydalardan müteşekkil bir yapı da değildir. Tarih birdir ve bütündür, adı da Türk tarihidir.
Coğrafya birdir ve bellidir, adı da Türk vatanıdır.

* Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıllık Türk tarihinin ana güzergâhından kategorik bir kopuş, kesif bir ayrılış, keskin bir sapış olarak görülemeyecek asla gösterilemeyecektir. Aksi teşebbüs ve tevessüller tarihsizliktir, tahammülsüzlüktür, köksüzlüğün tezahürüdür.

“CUMHURİYET MİLLİ MÜCADELENİN TAÇLANMIŞ HALİDİR”

* Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 14 Ekim 1925'te İzmir'de yaptığı konuşmasında, Cumhuriyet'in milletin kendi istek ve arzusu ile oluştuğunu dile getirmişti.

* Hatta Samsun'dan Sadarete gönderdiği 22 Mayıs 1919 tarihli raporunda, “Millet, millî hakimiyet esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul etmiştir. Bunun için çalışacaktır.” demek suretiyle milli iradeye dayanarak milletin kaderini çizmişti.

* Cumhuriyet, Milli Mücadele'nin taçlanmış, milli gönüllerde taht kurmuş halidir. Meydanlardaki zaferlerimizin ibra ve ifade haysiyetidir.

* Şehit ve gazilerimizin bedelini çok ağır ödediği kahramanlık beratıdır.  Kısaca söylemek gerekirse, Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür.

* Türkiye Cumhuriyeti; duymasını bilene ses, almasını bilene nefes, gitmesini bilene hedef, sevmesini bilene yürek, savaşmasını bilene ebedi zaferdir.

* Türkiye Cumhuriyeti'nin 97'inci yıldönümünü müftehir bir ruhla kutluyorum. İlk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, kahraman şehitlerimizi, gözüpek yiğitlerimizi, feragat timsali gazilerimizi, cephelere can ve kan nakli yapmış kutlu ceddimizi rahmetle, hürmetle, minnetle yad ediyorum. Cumhuriyet sonsuza kadar korunup kollanacak, milletimizin canberaberi olacaktır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN PRANGALARI KIRILMIŞTIR

* Cumhuriyet'in yüzüncü yıldönümüne üç yıllık bir süre kala, Türkiye'nin yükseliş çabası her tür engellemeye rağmen kararlılıkla devam etmektedir. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, istikbali hür Türk milleti, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne toz kondurmama azmindedir.

* Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin muharrik ve muhkem vasfıyla Türkiye Cumhuriyeti prangalarını kırmış, kronik sorunlarına neşter vurmuştur.

* Cumhur ile Cumhuriyet ayrılmamak üzere kucaklaşmıştır. Geçmiş ile gelecek, ülke ile ülkü, tarih ile coğrafya, akıl ile duygu, duruş
ile yükseliş birleşmiş, bütünleşmiş, kenetlenmiştir. Devlete hakim olan güç ve yetki kargaşası sonlanmıştır.

* Başkalarının ağzına bakan değil baktıran, onun bunun kirli senaryolarına boyun eğen değil gerekirse boyun eğdiren, yeri gelirse kafa tutan bir kudret sivrilmiş, bir kuvvet serpilmiştir.

* Yönetim sistemimizdeki reform Türkiye'nin önünü açmıştır. Cumhuriyet'in yüzüncü yıldönümüne giden süreçte sistemsel aksaklıklar telafi edilmiş, devlet yönetimindeki zaaflar demokratik vasıtalarla giderilmiştir.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİTEMİ KRİZ DAMARLARINI KESİP ATMIŞTIR

Türk milletinin karakterine ve tarihi müktesebatına en uygun idare şekli olan Cumhuriyet, en az bu kadar milletimizin ruh kökünü yansıtan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle iyice güçlenmiş, sağlam ve sağlıklı bir bünyeye kavuşmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti'nin daha mesut, daha muvaffak, daha muzaffer, daha muasır, daha müreffeh olmasının önünde hiçbir pürüz kalmamıştır.
Öncelikli stratejik hedefimiz Cumhur İttifakı'nın devamıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütün kurum ve kurallarıyla oturması, devlet ve toplum hayatına kök salarak olgunlaşmasıdır.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem amaçlayanların ne hallere düştükleri, nasıl bir tenakuz ve tutarsızlığın içine yuvarlandıkları ortadadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne abuk sabuk eleştiri getirenlerin iddiaları çürük, ithamları güdük, isnatları düşüktür.

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş emeli taşıyanlar, önce kendilerine çeki düzen vermeli, öncelikle alev alan çatılarını söndürmenin derdiyle dertlenmelidir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, parlamenter sistemle mündemiç kriz damarını kesip atmıştır. Hastalık tedavi edilmiştir.
Bu damara bağlananların, bununla birlikte eski alışkanlıklardan kurtulamayanların hala birbirlerine nasıl tuzak kurdukları, nasıl taarruz ettikleri malumdur, tüm çıplaklığıyla bilinmektedir.

ASKIDA EKMEĞİ ELEŞTİRENLER ÜMİDİ SOKAĞA BAĞLAMIŞTIR

* Bizim Askıda Ekmek Kampanyamızı eleştirenlerin alayı ümidini aslında sokağa bağlamıştır. Dış saldırıların ve KOVİD-19 salgının neden olduğu konjoktürel ekonomik sorunları toplumsal zeminde dayanışma ve yardımlaşma ahlakıyla nispeten zayıflatma düşüncemiz CHP'yi, İYİ Parti'yi, HDP'yi aynı anda neden rahatsız etmiştir?

* Bunların nimeti, helal lokmayı kötüleme densizliğini nasıl anlayalım? Nasıl anlatalım? Biz ekmek dedikçe, ekmeksizler topyekûn saldırıyor. Meğer ekmeğe düşman kesilmişler, bizim de bundan haberimiz olmamış.

* Dünyanın her ülkesinde, her yerinde muhtaçlık yaşayan, temel ihtiyaçlarını teminde zorluk çeken, mesela ekmek alamayan, ekmeğe ulaşamayan insanlar vardır ve bilinmektedir.

* Zilletin yüksek voltajına çarpılanlara sesleniyorum; nasıl olsa ekmek derdiniz yok, ekmeğinin peşinde olan vatandaşlarımızla ilgili bir kaygınız yok. İşleriniz tıkırında, küpünüz dolu, keseniz şişkin, keyfinize diyecek yok.

* Daha vahimi, dünyanın kavrulduğu salgın döneminde, bütün ekonomiler sarsılırken, haksız şekilde Türkiye'yi kötü göstermeye, ekonomik ihtiyaçlardan siyasal tepki oluşturmaya tenezzül edecek kadar demokrasi karşıtı, millet muhalifisiniz.

CHP’NİN OYUNU BOZULDU

* Askıda ekmek vardır, ama size sokakta ekmek yoktur, sokakta hayır yoktur, sokakta adım atacak yeriniz yoktur, var diyorsanız sonuçlarını göze almak zorundasınız.

* CHP'nin oyunu bozuldu. İYİ Parti'nin filmi geriye sardı. Yuları Kandil'den tutulan HDP bunalıma girdi. Diğer marjinal partilere laf söylemek bile zaman israfıdır. Hepsi birden aynı çuvalda buluşmuştur.

* Ekmek bilmezler, yoksul bilmezler, rızık nedir desek aval aval yüzümüze bakarlar. Ama sokağa çıkalım diyen olsa hemen Kırgızistan, Belarus akıllarına gelir, damarlarına zehirli kan yürür.

* Yok öyle yağma, ekmeğe de vatana da sahip çıkacağız. İnsanımıza da, milletimize de, devletimize de destek vereceğiz.

* Askıya fatura koyup bununla öğünenlerin, ekmekten şikâyet etmeleri en başta milletimize, inançlarımıza, geleneklerimize hakarettir, hayâsız karşı çıkıştır.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Son Kale İzmir