İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Çıray, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in 16 Şubat 2022 tarihinde yaptığı söz konusu paylaşımla ilgili olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
“ŞU KRİTİK DÖNEMDE NE OLDU DA GAYET DÜŞÜK BİR PROFİL ÇİZMEYE ÖZEN GÖSTEREN GÖKÇEK BİRDENBİRE COŞTU”
Gökçek’in görev süresini tamamlamasına daha bir buçuk yıl varken istifa etmek zorunda bırakıldığına dikkat çeken Çıray, "29 Ekim 2017’de kendi arzusuyla makamını terk etmeseydi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından görevden azledilecekti" dedi. Çıray, “Lozan ve Montrö Antlaşmalarının Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti için paha biçilmez değerinin herkes tarafından nihayet anlaşılmaya başladığı şu kritik dönemde ne oldu da gayet düşük bir profil çizmeye özen gösteren Gökçek birdenbire coştu” diye sordu.
“SOMUTLUK KAZANAN FETÖ ŞAİBESİNİ UNUTTURMAYI AMAÇLIYOR”
Çıray’ın konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklama şöyle:
“Gökçek böyle davranarak, Bülent Arınç’ın ‘Bu yapıya Ankara’yı parsel parsel sattı’ ibaresiyle adeta somutluk kazanan FETÖ şaibesini unutturmayı amaçlıyor. FETÖ’yle gerçek anlamda siyasi bir hesaplaşmanın olmayacağının ortaya çıkması ve özellikle Biden’ın seçilmesinden sonra yaşanan gelişmeler Gökçek’i Sarayın gözüne yeniden girme konusunda cesaretlendirdi galiba. Siyasi İslâmcı zihniyetin alamet-i farikası olan Cumhuriyetin kurucu lideri ve değerlerine düşmanlıktan bir manivela olarak yararlanmak istemiş olmalı. Bunun için de ebedi kurucu liderimize ve cumhuriyetin tapusu olan kurucu anlaşmalara nefretini twitter üzerinden bir zehir gibi boşalttı.
“ZEHİR SAÇANLAR KADAR CESUR OLMAK ZORUNDAYIZ”
İçinden geçtiğimiz çetin dönem, Cumhuriyetimizin kurucusu ebedi liderimiz ve yol arkadaşlarına bağlılığın tartışılmaz değerini bütün açıklığıyla ortaya koydu. Ancak bu gerçeği yüksek sesle ifade etmemizin yeterli olmadığı bir sürece girdik. Artık onlara göz bebeğimiz gibi koruyup sahip çıkmamız, sahte bir tarihle insanlarımızın zihinlerini ifsat ve zehirlemek isteyenler karşısında cesur olmalı ve karşı tavrımızı da çok net koymalıyız. Bu bizim için medeniyet dünyasının parçası olmanın yegane yolu. Refah içinde özgür bir millet olmanın başlıca garantisi. Zehir saçanlar kadar cesaretli olmak ve Kurucu liderimizin Türk Milletinin bekasını ve egemenliğini garanti altına alan kutlu anlaşmalarını aşağılamalardan korumak zorundayız. Bu bizim için Türk Milleti adına yürüttüğümüz görevin milli ve medeni bir yükümlülüğüdür.”
“YAŞASIN LOZAN! YAŞASIN MONTRÖ”
Bu çerçevede Melih Gökçek’in Twitter üzerinden 16.02.2022’deki ‘Batum’u, Musul’u, Halep’i, Rakka’yı, Süleymaniye’yi ve Kerkük’ü Lozan’da satanlara lanet olsun… ... Bu toprakları yabancılara peşkeş çekenlerin mezarları ateşle dolsun İnşaallah…’ şeklindeki paylaşımı Lozan Barış Antlaşması görüşmelerini yürüten Türk heyetine, antlaşmayı imzalayan heyet başkanı İsmet İnönü'ye, Lozan'da barış şartlarının görüşülmesi için onu görevlendiren Mustafa Kemal Atatürk'e ve nihayet Lozan Barış Antlaşmasını onaylayan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne aşağılayıcı bir dille yapılmış nefret dolu hakaretlerdir. Dolayısıyla Gökçek, bir şüpheli olarak, TCK mad. 301'de düzenlenen Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama suçunu alenen işlemiştir. Gökçek bu hakaretleriyle aynı zamanda 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'un 1 ve 2'nci maddelerini de açıkça ihlal etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinde yükseldiği kurucu ruha ve değerlere sahip çıkmak, onları olabilecek en güçlü biçimde korumak ve savunmak kutlu ve yüce Meclis çatısının altında Türk Milleti adına bulunan bizlerin en temel ve bağlayıcı görevidir. Bu suç duyurusunu TBMM Başkanı Sayın Şentop'un yapmasını bekledim, ama görevini ihmal etti. Bu nedenle bu suç duyurusunda bulunmakla kendimi hayatımın en onur verici görevlerinden birini icra etmiş sayıyorum. Açıklamamın ekteki suç duyurusu görseliyle birlikte Milletimizle paylaşmaktan da onur duyuyorum! Yaşasın Lozan! Yaşasın Montrö!”