Bilal Saygılı, yaptığı açıklamada, İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetiminden son dönemde, "Koku sorunu çözüldü. Körfez temizlendi. Altyapıyı yeniledik." şeklinde açıklamalar yapılsa da bunun gerçek durumu yansıtmadığını savundu.
İZSU'nun iki borçlanma talebinin AK Parti'li meclis üyelerinin oluruyla oy birliğiyle meclisten geçtiğini hatırlatan Saygılı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Meclise, İller Bankası teminat mektubu karşılığında yani devlet desteği ile 110 milyon avro ayrıştırma çalışmalarında; yine 600 milyon lira da 4. fazın tamamlanmasında kullanmak üzere iki borçlanma talebiyle geldiler. Biz de 'Hay hay' dedik. Madem ki niyetleri var, madem ki bizden de destek istiyorlar İzmir’in hayrına önlerini açmak boynumuzun borcudur. Biz de açtık, onay verdik ama unutulmasın, İzmir'den almanın karşısında, İzmir'e vermenin yanındayız. 'Bizi ve bu şehri cezalandırıyorlar' fasıllarını pek çok konuda verdiğimiz destekle çoktan çürüttük. Ağlamakla, teşekkür etmek arasında sıkışmış hizmet sorunsalları ne yazık ki devam ediyor. Dileriz bu kez, gereğini yaparlar ancak 'Bu kaynaklar nerede, neden çözümle geri dönmedi?' diye sorarsak da kimse alınmasın."
Meslek Fabrikası'nın Adıgüzel Vakfına tahsisi
Eski un fabrikası olarak da bilinen Meslek Fabrikası'nın Adıgüzel Vakfına tahsisi kararına ilişkin yargı kararına değinen Saygılı, şunları kaydetti:
"Büyükşehir Belediyesi ne zaman kedi olalı bir fare tutacak olsa altından bir çapanoğlu çıkıyor. 'Tarım Üniversitesi' yapacağız dediler, 'Tarihi un fabrikasında olacak' dediler. Sonra bir baktık ki İstanbul'dan Adıgüzel Vakfına bedelsiz tahsis kararı aldılar. Duracak değildik. Bir; bu tarih İzmir’in tarihiydi, İzmir’in elinde şekillenmeli ve yaşatılmalıydı. İki; bedelsiz tahsis hukuka aykırıydı. Üç; bu vakıf neyin nesiydi, nereden çıkmıştı? Tutunamamış, üretimi olmayan, adındaki eğitimden öteye geçememiş bir yapıya şehrimizin bir değerini, üstelik bedelsiz neden verelim? Öyle ki; o zamanki ortaklarının meclis üyeleri de ortadaki manasızlığı, hukuksuzluğu ve çapanoğlunu görmüş; onay vermemişti. Karşı çıktık, gittikleri yüksek mahkeme de karara 'Dur' dedi."
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer idaresindeki yerel hizmetlerin ve yatırımların neredeyse tümünde aykırılık, usulsüzlük ya da çözümsüzlüğün olduğunu da ileri süren Saygılı, "Buna rağmen, kolaylıkla topu taca atabiliyor ya da merkezi idarenin kucağına bırakabiliyorlar. İzmir; böyle bir idarenin makus talihi olmadığını AK Parti belediyeciliği ile tanışınca anlayacak." diyerek sözlerini tamamladı.