26. Dönem AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner, bir televizyon programında başta Gaffar Okkan cinayeti ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile çatışma gibi geçmişte birçok kez devlet görevlileri ve kurumlarına saldırı ve suikast düzenleyen terör örgütü Hizbullah'a ilişkin dikkat çeken ifadeler kullandı.
"ÖLDÜRÜLEN LİDER DOSTUMDU"
Örgütün öldürülen liderinin dostu olduğunu ifade eden Metiner, lider kadrosunun hepsini tanıdığını ifade etti.
Mehmet Metiner canlı yayında şunları söyledi:
"HÜDA PAR eğer silahlı bir terör örgütüne dayamış olsaydı. Onun derhal kapatılması gerektiğini söylerdim. Hizbullah denen örgütü en iyi ben tanırım. Öldürülen lider dostumdu, arkadaşımdı. Bütün lider kadrosuna dayanıncaya kadar hepsini tanırım. Yaptığı eylemi ve mantığını hiçbir şekilde savunmam.
Bana göre şiddet, terör, silah hiçbir şeyin çaresi değildir. Peki Hizbullah nedir? PKK'nın bölgede hakimiyet kurmaya çalıştığı o dönemde 'Ya bize itaat edersiniz ya bölgeyi terk eder gidersiniz' dedikleri o dönemde Hizbullah da 'Ben buradayım gitmiyorum bedeli ne olursa olsun' dedi. Bunu yaparken yanlış yapmıştır. Başka müslüman cemaatlere de bir şeyler yapmıştır. Benim şahsıma da yapmıştır. Buna rağmen haktan hakikatten vazgeçmem. Devletle asla savaş halinde olmamıştır. Yöntemi yanlıştır."
"PKK'YA SAĞLADIĞIMIZ BU ŞANSI HİZBULLAH'TAN NEDEN ESİRGEYELİM"
"Gaffar Okkan'ın öldürülmesi olayı devlete savaş açma değil miydi?" sorusuna ise Mehmet Metiner şu cevabı verdi:
"Tut ki Gaffar Okkan'ı öldürten bir güruh olsun. Tut ki öldürtmüş olsun. Hizbullah hiçbir zaman Gaffar Okkan olayı dışında devletle savaş halinde olmamıştır. Diyelim ki geçmişte oldu diyelim. PKK'ya bugün ne diyoruz. Bahçeli ne dedi? Peki PKK'ya sağladığımız bu şansı neden Hizbullah'tan esirgeyelim? Bugün Hizbullah devletle savaş halinde değil ama PKK savaş halinde.
Dolayısıyla HÜDA PAR Hizbullah'ın partisi değil. Velev ki partisi olsa devletle savaş halinde olan bir örgüt değil. Böyle bir örgüt yok. Siz devletle savaş halinde olan bir partinin örgütüyle iş birliği yapıyorsunuz. Ama HÜDA PAR'a gelince onun mecliste olmaması gerektiğini savunuyorsunuz."