Gaziemir ilçesinde oturan ev kadını Betül ve otobüs şoförü Selami Köksal (34) çiftinin iki erkek çocuğundan küçüğü Ahmet’e yüksek ateş nedeniyle başvurdukları Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde yaklaşık 15 ay önce lösemi teşhisi konuldu. Ahmet için hem yurt içinde hem de yurt dışında tarama yapıldı. 4 uygun donör bulundu ancak donörler nakil işleminden vazgeçti. Ahmet bu süreçte kemoterapi alarak nakil işlemine hazırlandı ama umutlar her defasında yarıda kaldı. Bir süre sonra Almanya'dan yüzde 90 oranında uyumlu donör bulundu ve mayıs ayında Ahmet'e aynı hastanede ilik nakli yapıldı. Nakil işleminden 21 gün sonra Ahmet Köksal, ciğerlerindeki enfeksiyon nedeniyle yaşamını yitirdi.
'HASTANEYE HER GİTTİĞİMDE OĞLUMUN KOKUSUNU DUYUYORUM'
Ahmet'in kendinden küçükleri sevindirdiğinde çok mutlu olduğunu, çocukları mutlu etmeyi oğlunun kendisine bir vasiyeti olarak kabul ettiğini ifade eden Betül Köksal, "Keşke benim iliğim oğluma uysaydı. Bunun acısını çok yaşadım. Çocuğumun çektiği acıları gördükçe her gün eridim. Hayatımda mutluluk diye bir şey kalmadı. Yaşadıklarımız çok zor. Oğlumu kaybettikten sonra kendimi onun gibi kanser hastası çocuklara adadım. Çocuğumun gelen hediye paketlerini nasıl bir mutlulukla açtığını görüyordum. Onları düşünen ve sevindirmek isteyen birileri olduğunu bilince çok mutlu oluyorlar. Oğlum, çocukları sevindirmek istiyordu. Bunu kendime vasiyet olarak kabul ettim. Her ay lif, patik örüyorum. Onları satarak kazandığım parayla oğlumun tedavi gördüğü hastanede kanser hastası çocuklara hediyeler götürüyorum. Hastaneye her gittiğimde oğlumun kokusunu duyuyorum" diye konuştu.
'DONÖRLERİN VAZGEÇTİĞİ HER GÜN AĞLADI'
Oğlunun öldüğünü kabullenemediğini anlatan Köksal, "Ahmet'e lösemi teşhisi konulduktan sonra ilik nakli ihtiyacı oldu. Tam 4 kez yurt içinden yüzde 90'ın üzerinde uyumlu donör bulundu. Bu dört donörün içinde bir tanesi yüzde 100 uyumlu 18 yaşında bir erkekti. Ahmet, bu donörden ilik nakli olmak için bütün kemoterapilerini tamamladı. Nakle hazır hale geldi ancak nakle giremeden donör vazgeçti. 4 kez aynı senaryoyu yaşadık. Ahmet'im psikolojik olarak çöktü. 26 kilodan 16 kiloya düştü" ifadelerini kullandı.
Yaşadıkları bu sürecin ardından Ahmet için Almanya'dan yüzde 90 uyumlu donör bulunduğunu söyleyen Betül Köksal, "Nakil gerçekleşti ancak naklin beşinci gününde ciğerlerinde enfeksiyon oluştuğunu öğrendik. Maalesef 21'inci günde oğlumu kaybettik. Eğer 4 donör vazgeçmeseydi bu kadar vakit kaybetmeyecektik ve çocuğum psikolojik olarak çökmeyecekti. Üzüntü kanseri besliyor. Donörler vazgeçince çocuğum her gün ağladı. Gülemez hale geldi. Hastalığı da nüksetti. Eğer daha önce nakil olsaydı doktorun dediğine göre, oğlum yüzde 80 yaşayacaktı" dedi.
'VAZGEÇECEK KİŞİLER BAĞIŞCI OLMASIN'
Bağışçı olmaya karar verdikten sonra vazgeçen donörlere seslenen Betül Köksal, "Gençler, Kızılay araçlarına gidip ilik bağışçısı oluyor. Uyum sağlandığında da 'vazgeçtik' diyorlar. Nelerden vazgeçtiklerini bilmiyorlar. Bu nakli, küçücük çocuklar bekliyor. Ne yaşadıklarını görmüyorlar. Teknoloji gelişti. Eskiden ilik omurilikten alınıyordu. Şimdi her iki koldan damar yolu açılıyor. Birinden kan alınıyor, ilik ayrıştırılıyor, diğerine kan geri veriliyor. Bağışçı 15 dakika sonra sapasağlam çıkıyor. İki gün içerisinde de hücreler yenileniyor. 'Korkmayın kötü bir şey yok' diye haykırıyoruz. Sesimiz duyulmuyor. Vazgeçecek kişiler bağışçı olmasın" diye konuştu.