Olay, 5 Eylül'de Gaziemir ilçesinde meydana geldi. Aracıyla evine dönen astsubay Ayhan Tuncel, mahallede bisiklet süren çocukları fark edince yoldan çekilmeleri için uyardı. Birkaç dakika yolun açılmasını bekledikten sonra hareket eden Tuncel, komşusu Oğuz Yay'ın çocuğunun yolda bıraktığı bisikleti kazayla ezdi. Küçük çocuk, babası Oğuz Yay’ın yanına giderek durumu anlattı. Bunun üzerine Yay, Tuncel'i konuşmak için mahalleye çağırdı.
Kapının önüne çıkan Yay ve Tuncel arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüşmesi üzerine Yay, Tuncel'e yumruklar savurdu. Ayhan Tuncel, aldığı yumruk darbesiyle sırt üstü yere düşerken başını kaldırıma çarptı.
Durumu gören çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlilerince olay yerinde yapılan ilk müdahalesinin ardından Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Tuncel, buradan Bozyaka Devlet Hastanesi'ne sevk edildi, Ayhan Tuncel, doktorların tüm çabasına rağmen 9 gün sonra yaşamını yitirdi.
TUTUKLANDI
Polis ekiplerince gözaltına alınan Oğuz Yay ise sevk edildiği adliyeye çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
'ÜSTÜNE ÇULLANDI, YUMRUK İŞARETİ YAPTI, AYHAN KENDİNİ SAVUNAMADI BİLE'
Olayın bir kısmına şahit olan mahalleli Derya Oktar, "Önce dışarıdan bağırış seslerini duydum. Çocuklar sürekli kapının önünde oynuyorlar. Çocuklarla alakalı olabileceğini düşündüm. Sonra benim kapım çaldı. Oğuz bey Ayhan beyi sordu. Ben onların evinin karşıda olduğunu söyledim. Birkaç dakika sonra dışarıdan bağırış sesleri geldi. Oğuz Yay, bisikleti yere doğru çarpıyor, vuruyordu. Daha sonra Ayhan Tuncel'i yumruklamaya başladı. Ayhan bey kendisini hiç savunamadı. Oğuz, Ayhan'ı omuzlarından ittirdi, Ayhan kafasını çarptı. Bu olayın üstüne Oğuz, Ayhan'ın üstüne çullandı, yumruk işareti yaptı. Ben olayı görmedim ama Ayhan beyin sadece bisikletin pedalını ezdiğini biliyorum" dedi.
'SESİNİ YÜKSELTME AYIP OLUYOR’ DEDİ'
Ayhan Tuncel'in kayınvalidesi Gonca Karazencir, olayı şöyle anlattı:
"Olay günü arabada damadım ile birlikteydim. Tire'den geldik. Dört beş çocuk önümüzdeydi. Ayhan onlara kenara çekilmesini söyledi. O an arabayı en fazla 10 ya da 20 km gazla kaldırdı. Bir şey 'tık' yaptı. Çöp tenekesi ezdiğimizi zannettik. Ondan sonra geri geldi ve damadım arabadan indi. Bisiklette hiçbir şey yoktu. Bisikletin resimleri elimizde duruyor. Eve geldik. Çocuğun annesi geldi. 'Siz ne hakla çocuğumu ezdiniz?' dedi. Kadın bir öfkeyle gitti. 'Nesi var ki bisikletin' diye düşündük. Saat 10.30 gibi zil çaldı. Karakolu arayalım diye düşündüm. Kızım 'Anne komşu komşuya konuşacağız ne olacak ki' dedi. Damadım 'Ben iki dakika bekledim çocuklara çarpmadım' dedi. Oğuz Yay, 'Bisiklet yamulmuş, 8 rakamı haline gelmiş' dedi. Daha sonra ikisi aşağı indiler. Biz de balkondan bakıyorduk. Damadım sadece 'Sesini yükseltme ayıp oluyor' dedi. Oğuz Yay, damadımın boynuna ve kafasına vurdu. Damadım bir bez bebek gibi yere düştü. Oğuz Yay, hiç pişman değildi. Oraya oturdu. 'Ben bu bisikletin yerine oğlumun mezarı başında oturabilirdim' dedi. Biz varsayımlarla mı yaşıyoruz? Damadım ne küfretti ne laf söyledi. Ambulans beklerken 'Değer mi?' diye sorduk. Hastaneye kaldırıldıktan sonra hep gelecek diye bekledik."
Komşulardan Latif Özırmak, "Bağırış çağırış duyduk ama ben dışarıda değildim. Birileri 'Adam ölüyor' deyince olay yerine gittim. Ayhan, yerde yatıyordu. En ufak bir hareket yoktu. Vuran şahıs hala bas bas bağırıyordu. 'Alın bunu buradan' dedim. Ayhan'ın yerdeki bisikleti direksiyondan görmesi mümkün değildi" diye konuştu.