2 Temmuz'da Ödemiş Tosunlar'da çıkan orman yangınına müdahale ederken ağır yaralanan, Beydağ Orman İşletme Şefliği'nde görevli Ragıp Şahin son yolculuğuna uğurlandı.
Kiraz'ın Çatak Mahalle Camisi'nde kılınan cenaze namazında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan, Kiraz Belediye Başkanı Nasuh Coşkun, Beydağ Belediye Başkanı Şakir Başaran, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, ailesi, sevenleri ve mesai arkadaşları yer aldı.
Şehit Şahin'in cenazesi namazın ardından Çatak Mahallesi Mezarlığı'na defnedildi. Başkan Tugay, Ragıp Şahin'in eşi Nazire Şahin, çocukları Emir ve Sude Şahin'in acılarını paylaştı ve başsağlığı diledi.
Ödemiş'te geçen çarşamba günü çıkan orman yangını bölgede birçok eve ve ağaca zarar verdi. Geniş bir coğrafyada, araziler küle döndü. Köseler Mahallesi’nde bulunan bir tarla ise zarar görmeden kurtuldu. Hektarlarca dönüm ağacın yandığı alanda Ahmet Türk'e ait zeytin ağaçlarının bulunduğu 5 dönümün alevlerden etkilenmediği görüldü. Dron ile havadan çekilen görüntüyü gören vatandaşlar, bölgenin yeniden yeşermesi için bu görüntünün umut ışığı olduğunu vurguladı.
Öte yandan bölgedeki yangın sadece insanları veya bitki örtüsünü değil hayvanları da olumsuz etkiledi. Bölgede yer alan birçok çiftlikte bulunan kuzu, keçi, inek, eşek, kedi ve köpekler korunaklı yerlere taşındı. Birçok hayvansever, can dostları için seferber oldu. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) üyeleri, Suçıktı Köyü’nde saha taraması yaparken yangından zarar görmüş eşeğe ulaştı. Ayakları ve ağız çevresi yanmış, dumandan etkilendiği görülen eşeğe, oksijen tedavisi uygulandı. Eşek yapılan tedavi ile hayata döndürüldü.
Bakan Kurum, İzmir'de Ödemiş Kaymakamlığı'nda gerçekleştirilen orman yangınlarıyla ilgili koordinasyon toplantısına katıldı.
Yangında zarar gören alanlarda incelemelerde bulunan Kurum, Karadoğan Mahallesi'nde gazetecilere yaptığı açıklamada, evleri ve arazileri zarar gören vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti.
Her afette olduğu gibi devletin tüm birimleriyle sahada olduğunu vurgulayan Kurum, 10'u aşkın ilde tüm birimlerin vatandaşların tüm ihtiyaçlarını tespit etmek ve yangınla mücadele için çalıştığını, ilk andan itibaren de seferberlik şuuruyla çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Bakanlık olarak soğutma çalışmalarının bitmesiyle hasar tespit çalışmalarını süratli bir şekilde yürüttüklerini aktaran Kurum, gerekli her türlü desteğin yapıldığını anlattı.
Bakan Kurum, şu ana kadar yangınlar çerçevesinde vatandaşların hesaplarına yaklaşık 16 milyon lira yatırıldığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Yaptığımız incelemeler sonucunda Bilecik, Manisa, İzmir, Aydın, Antalya, Hatay, Adana ve Isparta'da, 8 ilimizde çıkan yangınlardan etkilenen toplam bina sayısı 1168'e ulaşmıştır. Bu kapsamda İzmir'de Bornova, Buca, Çeşme, Ödemiş, Gaziemir ve Seferihisar ilçelerimizde de orman yangınları sebebiyle hasarlar meydana gelmiş ve etkilenen 13 mahallemizde 619 binada 713 bağımsız birim incelenmiştir. İçerisinde 282 ev ve iş yerinin bulunduğu 254 binamız, İzmir genelinde yangın sebebiyle yıkık veya ağır hasarlı olduğunun tespiti yapılmıştır."
"Bilecik'te 133 ev ve iş yeri yıkık veya ağır hasarlı"
Kurum, AFAD'ın yangından etkilenen tüm illerde genel hayatı etkililik olurunu aldığını ve ilan ettiğini, bu kapsamda da vatandaşların yangın bölgesinden tahliye edilip ihtiyacı olan tüm vatandaşların devletin misafirhanelerinde ağırlandığını anımsattı.
İlk etapta İzmir'e 30 milyon lira yardım ödeneğinin AFAD tarafından gönderildiğini ve ihtiyaç halinde ise bu ödenek miktarının artırılacağını aktaran Kurum, şunları kaydetti:
"İzmir'de olduğu gibi Bilecik'te de hasar tespit çalışmalarımızı tamamladık. Orada da iki ilçemiz Osmaneli ve Gölpazarı'nda yangından etkilenmeler oldu. Toplamda Bilecik genelinde 133 ev ve iş yerimizde yangın sebebiyle yıkık, ağır hasarlı veya yıkılmış olarak tespit edildi. Özet olarak yangından en çok etkilenen yerleşim yerleri olarak baktığımızda İzmir ve Bilecik ilimizde toplamda yangınlar sebebiyle 415 ev ve iş yerimiz maalesef yanmış, ağır hasar olarak kayda geçirilmiştir. Bilecik'te de yine AFAD tarafından genel hayata etkinlik bölgesi ilan edilmiş ve afetzede kardeşlerimize burada da her türlü destek yapılmaktadır. İnşallah yapılan bu tespitler çerçevesinde de vatandaşlarımızın bizden beklentilerini, taleplerini, ihtiyaçlarını hızlı bir şekilde karşılama gayreti içerisinde olacağız."
Bakan Kurum, Adana, Hatay ve Manisa'da yangınlarda 24 binada ağır hasar gördüğünü ve yangından etkilendiğini kaydetti.
Afetzedelerin müsterih olmasını isteyen Kurum, "Devletimiz maddi ve manevi tüm imkanlarıyla milletimizin, afetten etkilenen kardeşlerimizin yanındadır. Dün Antalya'da, Muğla'da, orman yangınlarında vatandaşımıza nasıl söz verdiysek ve 1 yıl içerisinde, konutuyla, ahırıyla, deposuyla evlerimizi, iş yerlerimizi teslim ettiysek İzmir'de de Bilecik'te de ülkemizin 81 ilinde afetten etkilenen tüm vatandaşlarımıza aynı anlayışla inşallah hizmetlerimizi yapacağız. Evlerimizi teslim edeceğiz. Önümüzdeki 1-2 ay içerisinde burada inşaat faaliyetleri başlayacak ve 1 yıl geçmeden burada vatandaşlarımıza sağlam, güvenli evlerini inşallah teslim ediyor olacağız." diye konuştu.
Kurum, bu süreçte vatandaşımızın konteyner, barınma ihtiyacı ile hayvanların bakımına ilişkin her türlü ihtiyacı valiler koordinasyonunda yürüteceklerini ve 8 ildeki yaraları saracaklarını bildirdi.
Her yangın sonrasında olduğu gibi yine burada bina hasarları dışında tabiatla, ağaçlarla, ormanlarla ilgili de tespitleri yapacaklarını vurgulayan Kurum, hızlı bir şekilde ormanlaştırma çalışmalarını yapacaklarını kaydetti.
Sıcak hava uyarısı
Kurum, Meteoroloji Genel Müdürlüğünden gelen verilere göre bugünden itibaren hafta boyunca hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 4 ila 6 derece üzerinde olacağını vurgulayarak, "Aydın, Muğla, İzmir, Antalya olmak üzere ülkemiz genelinde sıcaklıklar artacak. Devletimiz tüm ihtimallere karşı valilerimizin koordinasyonunda bu tedbirleri alacak ama vatandaşlarımızdan da daha dikkatli, daha duyarlı olmalarını da buradan rica ediyoruz. Çünkü yere atılan bir izmarit, ormana bırakılan bir camın yine kırığının ne kadar tehlikeli olduğunu, ne kadar büyük felaketlere yol açtığını da biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a, İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti Genel Sekreteri Eyyüp Kadir İnan, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı eşlik etti.
Açıklamasında, İYİ Parti Genel Başkanı’nın bile mevcut siyasi tabloyu “patron çıldırdı” diyerek özetlediğini hatırlatan Gürbilek, Behçet Alp’in tavırlarını “seçmeni utandıran, Atatürk ilke ve değerlerine aykırı bir yöneliş” olarak nitelendirdi.
“Kapı kapı dolaşmadığın yer kalmadı” diyen Gürbilek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi de fazla bekleme, doğrudan git AKP’ye üye ol! Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Atatürk ilkelerini savunan bir partinin ilçe başkanı olarak bu ‘selden kütük kapma’ tavrınla daha fazla hayal kırıklığı yaratma.”
Ödemiş'te günlerdir süren yangının ardından birkaç gün önce paylaşım yaptığı noktadan yeni bir paylaşım yapan Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan "Yanacak yer kalmadı" diyerek açıklamalarda bulundu. Turan şunları kaydetti:
"Yüreğimizi yakan yangın kontrol altında. Bölgede soğutma çalışmaları aralıksız devam ediyor. Yangında yaralanmış olan orman işçimiz Ragıp Şahin’in şehit olduğu haberini az önce öğrendik. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve çalışma arkadaşlarına sabırlar diliyorum.
Bu büyük felakette canlarımızı yitirdik, ormanlarımız kül oldu, evlerimiz yandı. Büyük bir üzüntü yaşadık. Bu zor dönemdeki cansiperane çabaları, büyük imece ve dayanışmayı elbette hiç unutmayacağız. Yaraları hep beraber saracağız. Ancak bir daha böyle büyük acılar yaşamamak için her zaman dikkatli ve tedbirli olmak zorundayız."
Merkez üssü Seferihisar olan 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından yıkılan ya da ağır hasar gören binalarda kiracı olarak oturan depremzedelere Karabağlar Yaşar Kemal Mahallesi 6004 Sokak'ta Uzundere konutları olarak bilinen belediyeye ait bazı daireler, geçici süreyle tahsis edildi.
Oturdukları binanın önünde bir araya gelen depremzedeler adına açıklama yapan avukat Melahat Özge Oğuz, İzmir depreminin ardından evleri hasar gören ailelerin dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından Uzundere'deki konutlarına yerleştirildiğini hatırlattı.
Ancak bu süreçten sonra 6 ayda bir tahliye yazılarının gelmeye başladığını ifade eden Oğuz, şunları kaydetti:
"Bir şekilde sesimizi duyuralım çabalarıyla ertelene ertelene bugüne geldi. Ancak bundan 10 gün önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından gelen yazı ile 9 ailemizin tahliyesini istediler. Tahliye evrakları geldikten sonra İzmir 6. İdare Mahkemesine davamızı açtık ve yürütmeyi durdurma kararı aldık. Normal şartlarda İzmir Büyükşehir Belediyesinin göndermiş olduğu yazıda 4 Temmuz diyordu. Ancak idare mahkemesinden aldığımız kararla bu işlem durdu. Ama bugün biz hukuku yaşamıyoruz. Çünkü bugün 9 ailenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen elektrik ve suyu kesildi."
Oğuz, depremzede vatandaşların kesilen su ve elektrikler nedeniyle çok zor durumda kaldığını vurguladı.
Depremzede Günay Boylu ise 30 Ekim depreminin ardından yüzlerinin bir türlü gülmediğini anlattı.
İzmir Büyükşehir Belediyesine tepki gösteren Boylu, "Belediye bize her tebligat gönderdiğinde bize 'işgalci' diyor biz işgalci değiliz. Bizler depremzedeyiz. Buradaki kimse isteyerek burada güle oynaya kalmıyor. Çok teşekkür ediyoruz. Tunç Soyer buraya depremzedeleri yerleştirdi. Biz burada zaman içinde şov malzemesi olarak kullanıldık. Her sene aynı terane 'çıkın artık süreniz doldu' diyorlar. Bugün bir baktık, elektriklerimiz ve sularım kesilmiş. Biz burada elektrik ve suyumuzu ödeyelim diye teklifte bulunduk. Hatta kira da ödeyelim dedik. Yürütmeyi durduruyoruz. Karar belediyeye tebliğ edilmesine rağmen bir bakıyoruz, elektrik ve suyumuz kesiliyor." dedi.
Boylu, evlerinin tamamlanmasının ardından konutlardan çıkacaklarını dile getirdi.
Metin Durur da yaşananların insanlık dışı olduğunu, mahkemeye rağmen zor durumda bırakıldıklarını anlattı.
İzmir Büyükehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP'li belediyelere bu sabah düzenlenen yeni bir operasyonda Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Antalya Büyükşehir Başkanı Muhittin Böcek'in gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Tugay, şunları kaydetti:
"Bu sabah Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek ve Adıyaman Belediye Başkanımız Abdurrahman Tutdere gözaltına alındı. Gerekçelerini henüz bilmemekle beraber, son aylarda yaşadıklarımızı düşününce, 1 günde 3 büyükşehrimizin CHP’li belediye başkanlarının şafak baskını ile gözaltına alınmalarının bir başka siyasi operasyon olduğunu düşünmeden edemiyoruz. Değerli hemşehrilerim, Hukuka olan sonsuz saygım ve kanunlara olan bağlılığım çerçevesinde bir kez daha yinelemek zorundayım; devletin temelini oluşturan adalet kurumu, ayrım yapmaksızın herkese eşit davranmak zorundadır. Seçilmiş belediye başkanlarını itibarsızlaştırma ve muhalefeti sindirme operasyonları, ülkemizi demokrasi ve hukuk açısından geriye çekmekten başka hiçbir sonuca götürmeyecektir."
İzmir’in Ödemiş ilçesinde çarşamba akşamı başlayan orman yangınına ilişkin acı haberler gelmeye devam ediyor. Yangında hayatını kaybedenlerin sayısı üçe yükseldi.
Yangının başladığı ilk saatlerde Tosunlar, Suçıktı, Yeniköy, Karadoğan, Işık, Köseler ve Üzümlü mahalleleri tedbir amacıyla tahliye edilmişti. Yangında çok sayıda ev, bağ ve bahçe zarar gördü.
Alevlerin arasında kalan evden yardım istemek için çıkan 81 yaşındaki yatağa bağımlı hasta İbrahim Erkan ile yangın sırasında görev yapan orman işçisi İbrahim Demir hayatını kaybetmişti.
KURTARILAMADI
Yangında ağır yaralanan ve entübe edilen Beydağ Orman İşletme Şefliği’nde görevli orman işçisi Ragıp Şahin’den de bugün üzücü haber geldi. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Şahin kurtarılamadı.
Son kayıpla birlikte Ödemiş'teki yangında can kaybı 3’e yükselirken, bölgede soğutma çalışmaları devam ediyor.
Buca ilçesi Zafer Mahallesi yakınlarındaki ormanda önceki gün orman yangın çıktı. Rüzgarın da etkisiyle alevler Gaziemir ilçesi Sarnıç Mahallesi'ne doğru ilerledi. İhbar üzerine bölgeye İzmir Orman Bölge Müdürlüğü'ne ait 3 uçak, 3 helikopter, 16 arazöz, 3 su ikmal ve 1 dozer ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekiplerin bölgede sürdürdüğü çalışmalara askeri helikopter ve çevre illerden gelen itfaiye ekipleri de destek verdi. Bölgede spiral makinesiyle kesim yaparken çıktığı belirlenen yangında müdahale eden İstanbul İtfaiyesi ekipleri, yerde can çekişen küçük bir balık olduğunu fark etti. İtfaiye ekipleri itfaiye hortumuyla su tutarak balığa ilk müdahaleyi yaptı. Ardından biraz kendine gelen balık kesilip, içi suyla doldurulan bir pet şişenin içine bırakılarak yaşama döndürüldü. Balığın kurtarılması için verilen o hummalı mücadele cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. Balığın söndürme çalışmalarına katılan hava unsurlarının deniz ya da göletten aldıkları suyla ormana geldiği üzerinde duruluyor.
SONKALEİZMİR- CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kooperatiflere ve İZBETON A.Ş’ye yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınmış, dün de çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Aslanoğlu, cezaevine gönderilmesinin ardından bugün sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Aslanoğlu, şunları kaydetti:
Ahtapot hikayesini yazanlar, memleketimin aydınlık yarınlarını geciktirmek için yargıyı bir sopa olarak kullanmaktan çekinmeyenler, benim gencecik yol arkadaşlarımı, belediye başkanlarımı tutsak tutmaya, halkın iradesini gasp etmeye utanmayanlar, vicdanı sızlamayanlar dün bizi mahkum etmek istedi; olsun, hiç önemli değil, biz enseyi karartmıyor, umudumuzu asla kaybetmiyoruz!
Hukukun daha önce iki kere beraat verdiği aynı konudan dün tutuklanmamı isteyenlerin hukuka uygun davranmadığı ortadadır da artık akla ve mantığa uygun bir yanları da kalmamıştır. Bu bir siyasi operasyondur, düğmeye basan da saray iktidarıdır!
Demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne yöneltilmiş bu darbenin, siyasetin yargıya nüfuz ettiği bu düzenin, muhalefet temsilcilerini susturma çabasının yeni bir halkası bu kez İzmirimizi sarmakta, kuşatmak istemektedir. Ama bizi ne bu düzen ne de bu yargı sopası susturamaz!
Umutsuzluğa düşerseniz Silivri zindanında bile vicdanını, aklını, yüreğini kaybetmeyen Ekrem Başkanımızı; henüz yeni evlenmişken siyasi bir operasyona kurban edilerek gencecik yaşında cezaevine konulan Utku Başkanımızı, sağlık koşulları el vermemesine rağmen günlerce Silivri zindanlarında tutulan Mahir kardeşimizi, hala hastanede olan Murat Başkanımızı, çocuğunun doğumunu görmesine bile izin verilmeyen Ramazan kardeşimizi, cesur bir şekilde hiçbir engelden şikayetçi olmayarak tutuklu yargılanan tüm yol arkadaşlarımızı, Ergenekon'u, Balyoz'u, en çok da boynunda idam fermanıyla bu memleketi kurtarmak için Samsun'a çıkmaktan vazgeçmeyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü hatırlayın; demem o ki, asla umudunuzu kaybetmeyin!
Ben ki, bu ülkenin gençleri, kadınları, emekçileri, emeklileri, öğrencileri için mücadele ettim. Bir il başkanı olarak kendi geleceği için değil, bu memleketin yarınları için yürüyen milyonların sesi oldum.
Bugün demir kapılar ardına konulsam da inancım, iradem ve umudum özgürdür, sizinledir, sizin sesinizdir!
Dayanışmayı büyütün. Umudu koruyun. Unutmayın, bu karanlığı hep birlikte aşacağız.
Ben iyiyim. Güçlüyüm. Çünkü arkamda siz, yanımda örgütüm, yüreğimde elbet bir gün işleyecek olan adalet arzusu var.
Yarın yine sokaklarda, meydanlarda, sandık başlarında buluşacağız!
Çünkü karanlık gidecek, biz kalacağız; o güne kadar kendinize, yol arkadaşlarıma, İzmirime, çok sevgili eşim Duygu'ya, çocuklarıma, bebeğim Vera'ya iyi bakın ve sağlıcakla kalın...
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kooperatiflere ve İZBETON A.Ş'ye yönelik başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınmış ve üç gün süren gözaltı sürecinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Geçmiş dönem CHP Genel Baikanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise bugün 15.00'te tutuklanan Soyer'i cezaevinde ziyaret edeceği öğrenildi. Ayrıca Kılıçdaroğlu, soruşturmada Soyer ile tutuklanan bazı isimlerin ailelerine de ev ziyaretinde bulunacak.
Camia büyüklerinden yaptığı görüşmeler sonucunda destek sözü olan Aygün Cicibaş, yaşanan gelişmelerin gelecek için umut verdiğini belirtti. Başkan Cicibaş'ın yaptığı temaslar sonrası ilk somut destek eski başkanlardan Azat Yeşil'den geldi. Azat Yeşil, serbest kalma tehlikesi olan Kadir Bakırtaş için gerekli ödemeyi yaptı ve futbolcunun takımda kalması sağlandı. Karşıyaka'da hafta başında ise ilk etapta destek bulunamadığı için kamu borcu yapılandırması bozulmuştu.
AZAT YEŞİL İLK KIVILCIMI YAKTI
Aygün Cicibaş, camia içinden yaptıkları görüşmelerde destek sözü aldıklarını ve ilk hamleyi Azat Yeşil'in yaptığını belirterek, "Eski başkanlarımızdan Azat Yeşil somut olarak ilk desteği veren isim oldu. Birlikteliğin ilk adımı atıldı. Hasan Denizkurdu, Seyhan Evlioğlu, Kerem Ali Sürekli, Mesut Sancak, Metin Sancak. Volkan Sintaş, Fatih Diniz, Tevfik Çelti, Cihan Büyükoral, Mutlu Altuğ, İlker Ergüllü, Cenk Karace, Yelkenbiçer Ailesi, Sakıpağa Ailesi, Küçükavcı Ailesi, Temizocak Ailesi, Kerem Copcu, Cem Karas, Adem Paşalı, İlter Köseoğlu, Turgay Büyükkarcı, Hakan Çeliker, Caner Tan, Veysi Kubba, Hasan Yıldırım, Rıdvan Gürgönül, Mustafa Karabağlı, Mustafa Taşova, Mehmet Karal, Nazım Torbaoglu, Atakan Karakaplan, İbrahim Koç, Sadettin İşçimenler, Ender Yorgancılar, Karşıyaka Taraftarlar Derneği, 1912 Karşıyaka Derneği, Curva Derneği ve büyük taraftarımız desteğiyle daha güçlü bir Karşıyaka için sağlıklı adımlar atılacak" diye konuştu.
İzmir'de havaların ısınmasıyla başlayan ve son 1 haftada artan orman yangınları, doğayı ve canlıları tehdit ediyor. Yangının gözle görülen etkilerinin yanı sıra görülmeyen etkileri de çevresel krize yol açıyor. Ege Üniversitesi (EÜ) Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Hüsnü Kayıkçıoğlu, her yangının havanın kalitesini, canlıların yaşam alanlarını ve toprağın dokusunu olumsuz etkilediğini belirtip, "En hızlı etki atmosfere büyük bir karbondioksit salımı gerçekleşmesi. Büyük yangınlar, milyonlarca ton sera gazı salarak küresel iklim değişikliğini arttırmada çok önemli bir rol üstleniyor. Yeşil örtünün kaybı, bölgesel oksijen üretimini ve ekosistem dengesini olumsuz etkiliyor. Duman ve partiküller, hava kalitesinin bozulmasına neden oluyor. Canlı türleri habitat kaybına uğruyor. Her seferinde toprak, yangının sessiz mağduru oluyor. Canlılar kaçıyor, insanların evleri yanıyor ama yangının toprağa olan etkileri gözle görülmediği için dikkate alınmıyor" dedi.
'YANGIN SONRASI DÖNEMDE EROZYON ARTIYOR'
Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, "Yangın sonrasında sessiz mağdur olan topraklarımızın hem fiziksel hem kimyasal hem de biyolojik yapısında ciddi bozulmalar görülüyor. Fiziksel bozulma ile toprakların yapısını koruyan ve hava-su dengesini sağlayan yapı zarar görüyor. Toprakların hava ve su geçirgenlikleri azalıyor. Yangın sonrası dönemde gerçekleşen yağışlarla birlikte eğime bağlı olarak erozyonun görülme sıklığı ve şiddeti artıyor. Yüksek sıcaklıklarla kil mineralleri adete pişer ve toprağın fiziksel bütünlüğü bozulur. Kimyasal bozulmada sürdürülebilir toprak verimliliği için önemli olan organik maddenin yanması gerçekleşiyor. Azot ve karbon kaybı yaşanıyor. Özellikle topraklarda sıcaklığın artmasına bağlı olarak ağır metallerin hareketliliği artıyor. Bu da çevre sağlığı açısından büyük bir risk oluşturuyor. Biyolojik olarak baktığımızda da toprak canlı bir sistemdir. Toprakların canlılığını veren yapı ise toprağın içerisinde yaşayan biyoçeşitliliktir. Bir tatlı kaşığı toprakta dünyadaki insan nüfusundan daha fazla canlı yaşıyor. Dünyadaki biyoçeşitliliğin 4'te 1'i de toprakta yaşıyor. Biyolojik çeşitlilik orman yangınlarıyla ciddi şekilde zarar görüyor. Ormanın yangına dirençliliğini artıran mantar, toprak verimliliği için son derece önemli olan solucanlar yok oluyor. Orman yangınları sadece doğa olayı değil, doğrudan insan kaynaklı bir ekosistem krizi olarak ele alınmalı. Kaybolan sadece ağaçlar değil, temiz hava, sağlıklı toprak, geçim kaynakları ve doğal yaşam. Bu krize başa çıkmak için de sadece yangını söndürmek değil, toprağı ve doğayı yaşatacak uzun vadeli politikalar üretmek durumundayız" diye konuştu.
'TOPRAĞIN YENİLENMESİ YILLAR ALABİLİR, MÜMKÜN DE OLMAYABİLİR'
Toprağın kendini toparlama süresinin yangının şiddetine ve süresine göre değişkenlik gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, şöyle dedi: "Şiddetli yangınlarda toprak yüzeyindeki sıcaklık 500 ila 800 santigrat dereceye kadar çıkabilir, bu da organik maddeyi hızla yok eder. Bu da toprağın su kapasitesini yok eder. Toprağın kendini yenilemesi yıllar alabilir, bazı durumlarda mümkün olmayabilir. Yağışlarla birlikte özellikle eğitimli alanlarda üst toprağın akışı hızlanır ve erozyon riski artar. Kurak bölgelerde nemin ve mikroorganizma aktivitesinin düşük olması nedeniyle iyileşme daha da yavaş olur. Toprak tipi ve organik madde içeriği de önemli. Organik maddesi zengin topraklar daha dirençliyken, kumlu ve fakir topraklar yangın sonrası daha çok zarar görebilir. Yangın sonrası insanların uygulayacağı biyolojik restorasyonla örtü bitkisi, organik gübre süreçleri toprağın kendini toparlama sürecini hızlandırabilir. Müdahale edilmezse toprak canlılığı kaybı 10 ila 30 yıl ciddi şekilde azalabilir."
'EROZYONUN ÖNLEMESİ SON DERECE ÖNEMLİ'
Yangın sonrasında yaşanabilecek felaketinin artmaması için yapılması gerekenleri sıralayan Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, "Erozyonun önlenmesi son derece önemli. Yangından sonra toprak suyu kabul etmediği için eğime bağlı olarak su akışıyla beraber üst toprak tabakasının kaybı gerçekleşiyor. Verimliliği kaybetmemek için toprağı olduğu yerde tutmak gerekiyor. Bunun için örtücü materyaller, organik atıklar, saman, ağaç kabukları, malç gibi yüzey örtüsünün sağlanması erozyonu azaltıp, toprak sıcaklığını dengeleyip su kaybını önleyecektir. Bu adım son derece önemli. Yamaç alanlarda su ve toprak akışını azaltmak için yanan ağaç gövdeleri, dallar dizilmeli. Kompost ve organik gübre uygulamaları gerçekleşebilir, bu da toprağın biyolojik canlılığını arttırır. Gerekli koşullarda mantarlar ya da toprak bakterileri toprağa verilebilir, bu kök gelişimini ve köklerin beslenmesini, suya ulaşmasını arttırabilir. Hızlı büyüyen yerli bitkilerle derin köklü azot bağlayan ağaçlar dikilebilir. Bölgede uzun vadeli restorasyon çalışması toplumsal katılım ile yapılabilir. Bütün bu uygulamalar, Ege Bölgesi ve İzmir'de yanan alanlarda uygulanabilir" dedi.
'İZMİR'DE TOPRAK KENDİSİNİ YENİLEYEBİLİR'
Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, "İzmir, Akdeniz iklimi etkisi altında kalan bir bölge. Yıllık yağış ve sıcaklık özellikle topraktaki biyoçeşitliliğin kendisini yenilemesi için uygun bir ortam sağlıyor. Nem de sıcaklık da var, toprak kendisini yenileyebilir. Dolayısıyla İzmir'de gerekli uygulamalar yapıldığında toprak yeniden kazanılabilir" diye konuştu.
İzmir'de günlerdir birçok bölgede çıkan orman yangınlarıyla mücadele sürerken, İzmir Büyükşehir Belediyesi de evleri ve hayvanları zarar gören vatandaşları yalnız bırakmıyor. Ödemiş Tosunlar’da 2 Temmuz günü 21.00’de başlayan, şiddetli rüzgar ile geniş alana yayılan orman yangını köylerde birçok evi kullanılamaz hale getirdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da, evleri ve hayvanları zarar gören vatandaşlarla buluşarak isteklerini dinledi. Tugay; Yeniköy, Karadoğan, Tosunlar, Suçıktı ve Üzümlü mahallelerini ziyaret etti. Birçok evin kullanılamaz hale geldiği, yemlerin yandığı bölgeye destek gecikmedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, yem desteğinde bulundu.
Büyükşehirden yem desteği
İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, yangından etkilenen kırsal alanlarda tarımsal üretim zararını tespit etmek amacıyla yangının çıktığı ilk andan itibaren tüm ekipleri ile sahada yer aldı. Gerçekleştirilen ön hasar tespitleri sonunda daire başkanlığı tarafından Başkan Tugay'ın ziyaretinin hemen ardından yemleri ve meraları yanan, büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan üreticilere yem desteği sağlandı. Geçtiğimiz hafta Foça Ilıpınar Mahallesi'ne 2,5 ton kesif yem dağıtan Büyükşehir, Ödemiş Karadoğan Mahallesi'ne ise 5 ton kesif yem ve 8 ton kaba yem dağıtımı gerçekleştirdi. İlk aşamada toplamda 7,5 ton kesif yem, 8 ton kaba yem üreticilere teslim edildi. Üreticilere destekler, soğutma çalışmaları tamamlandıktan sonra artarak devam edecek.
Hayvanlar tahliye kararı sonrası sevk edildi
Veteriner İşleri Dairesi Başkanlığı Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğü, Ödemiş bölgesindeki yangına 3 araç ve 8 personelle destek verdi. Rüzgarla beraber alevler Ödemiş Belediyesi Hayvan Bakımevi'ne dönünce tahliye kararı verilerek; 119 köpek ve 36 kedinin Ödemiş Belediyesi Hayvan Bakımevi'nden Kiraz Sahipsiz Hayvan Yerleşkesi'ne tahliye edildi. 30 koyunu olan bir vatandaş araçlarla alınıp köyüne götürüldü. Bölgede HAYTAP tarafından oluşturulan çadırda bulunan 5 erişkin köpek, 1 yavru köpek ve 2 keçi alınarak Kiraz Belediyesi Sahipsiz Hayvan Yerleşkesine nakilleri gerçekleştirildi. Yangın bölgesindeki alan taramaları ve kurtarma faaliyetleri, AFAD koordinasyonunda devam ediyor.