Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit operasyon bölgesinde metan gazı zehirlenmesi sonucunda şehit olan askerlerden İstihbarat Piyade Üsteğmen Ege Akar’ın acı haberi Buca’da oturan ailesine verildi. Astsubay emeklisi Özcan Akar ile askeriyeden emekli memur Jüliye Akar’ın iki çocuğundan büyüğü olduğu öğrenilen şehit ailesinin oturduğu siteye Türk bayrakları asılırken, evin önüne taziye çadırı kuruldu.
Milli Savunma Bakanlığı’ndan gelen açıklama şöyle:
"Değerli Basın Mensupları,
Pençe-Kilit Harekâtı kapsamında 28 Mayıs 2022 tarihinde icra edilen mağara arama-temizleme faaliyeti sırasında, teröristlerin açtığı ateş sonucu P. Ütğm. Nuri Melih Bozkurt şehit olmuş, yoğun ateş nedeniyle naaşına ulaşılamamıştır. Bölge kontrol altına alınmış, teröristler etkisiz hâle getirilmiş ancak tüm aramalara rağmen şehidimizin naaşına henüz ulaşılamamıştır.
Arama çalışmalarında, naaşın bulunabileceği tüm alanlar özel teşkil edilen ekiplerce titizlikle taranmaktadır. Devam eden arama faaliyetleri kapsamında; Pençe-Kilit Harekât bölgesinde bulunan, önceden hastane maksadıyla kullanıldığı bilinen, teröristlerden temizlenmiş olan 852 rakımlı tepedeki bir mağarada 6 Temmuz 2025 tarihinde yapılan arama-tarama faaliyeti sırasında 19 personelimiz metan gazına maruz kalmış, derhâl hastaneye sevk edilmiş; yapılan tüm müdahalelere rağmen beş kahraman personelimiz şehit olmuştur.
Bölgede kurtarma faaliyetleri tam teçhizatlı AFAD ve TSK ekiplerinin koordineli çalışmalarıyla devam etmektedir. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu elim olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve asil milletimize başsağlığı ve sabır; etkilenen personelimize acil şifalar dileriz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği"
İzmir'de 25 Haziran'dan itibaren 10 gün boyunca orman yangınlarına karşı seferberlik ruhuyla mücadele edildiğini vurgulayan Yerlikaya, yangından etkilenenlere geçmiş olsun dileğinde bulundu ve bu tür afetlerin tekrar yaşanmamasını temenni etti.
Yerlikaya, devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla yangının kontrol altına alınması için büyük bir mücadele örneği sergilediğini belirterek, "Suçıktı, Tosunlar, Üzümlü ve Karadoğan mahallelerini ziyaret ettik. Yangından hemen sonra AFAD'ın koordinasyonunda hasar tespitlerini yaptık. Kesin hasar tespitleriyle ilgili süreçlerini yapmaya çalışıyoruz. Zarar tespitleriyle ilgili tespit komisyonlarımız süratle görevlerini aldılar. Bu noktada da zarar tespitleriyle de ilgili değerlendirmeler bitti. Muhtemelen bakiye kalanları da yarın itibarıyla tamamlanacak." diye konuştu.Geçici barınmayla ilgili sorunlar çözülecek
AFAD'tan İzmir ve Bilecik valiliklerinin emrine başlangıç olarak 30'ar milyon lira kaynak gönderdiklerini hatırlatan Yerlikaya, yaraların sarılması için çalışmaya devam edeceklerini anlattı.
İçişleri Bakanı Yerlikaya, yangından etkilenen bölgelerde geçici barınma alanları kurduklarını aktararak, şunları kaydetti:
"Karadoğan Mahallesi'nde geçici barınma olarak, klimalı içinde elektrik ocakları, buzdolabı ve diğer eşyaları olan 16 tane konteyner istendi, onların hepsini kurduk. Diğer mahallelerde de talepte bulunan vatandaşlarımızın her birine konteynerlerini verdik, veriyoruz. Yolda olanlar da var. Olabilecek en süratli bir şekilde bu sıcakta vatandaşlarımızı korumak için klimalı bu yapıyı, teslim etmek ve hizmete almak istiyoruz. Kurumların altyapı, su, elektrik, olması gereken ne varsa her birini yapıyoruz. İzmir genelinde Ödemiş, Çeşme, Seferihisar, Buca, Bornova ve Gaziemir'de 228 konut, 13 iş yeri ve 15 ahırın ağır hasarlı olduğu tespit edildi. AFAD ve TOKİ koordinasyonunda hak sahiplerinin süreci netleşir, netleşmez 5-6 ay içerisinde anahtarlarını teslim edeceğiz."Yerlikaya, yangından etkilenen ağır hasarlı 15 ahırla ilgili İzmir Valiliği koordinasyonunda kaymakamlıkların, il ve ilçe tarım müdürlüklerinin kaynağının, bunların yapımı için hazır olduğunu dile getirdi.
Zarar tespiti bitirilen vatandaşlara 16 milyon 898 bin lira destek ödemesi yapıldığını anımsatan Yerlikaya, büyükbaş, küçükbaş, kanatlı hayvan ve arı kovanlarıyla ilgili zararlar ile Çiftçi Kayıt Sistemi kaydı bulunan alanlarda vatandaşlarla çalışma yapılacağını ifade etti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca eşya zararlarının ödemelerinin sürdüğünü kaydeden Yerlikaya, "Asrın felaketini, o büyük deprem acısını yaşadık. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde iki yüz elli bininci konutun anahtarını geçen ay verdik. 2026'nın ilk aylarında hak sahibi olan tüm ev ve iş yerlerinin tamamı bitirilecek. Buradaki ağır hasarlı, yıkık evler, iş yerleri, ahır başta olmak üzere, göreceksiniz en fazla 6 ay içerisinde yerlerine daha güzelini büyük bir heyecanla, sevinçle sizlere anahtarlarını teslim edeceğiz." dedi.
"Yanan yerlerin tamamı Allah'ın izniyle fidanlarla buluşacak"
Ali Yerlikaya, civarda yollarla ilgili şikayetleri de aldıklarını ve bunları çözüme kavuşturacaklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde daha önce olduğu gibi bu afette de çalışmaların kısa sürede tamamlanacağını dile getiren Yerlikaya, "Göreceksiniz bu çalışmalar, sizin düşündüğünüz bizim de ön gördüğümüz süre içerisinde büyük bir azim ve heyecanla tamamlanacak. Bu ormanda yanan yerlerin tamamı Allah'ın izniyle fidanlarla buluşacak. 'Yangınlarla imtihan olmasın' diye dualarla o fidanları biz ekeceğiz." ifadesini kullandı.Yerlikaya, olumsuz hava koşulları nedeniyle vatandaşların orman yangınlarına karşı duyarlı olmasını istedi.
Ödemiş'teki yangınlarda iki orman işçisinin şehit olduğunu, Suçıktı Mahalllesi'nde ise bir kişinin vefat ettiğini hatırlatan Yerlikaya, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.
Bakan Yerlikaya'ya, İzmir Valisi Süleyman Elban, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya ve AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı da eşlik etti.
Olay, önceki gün saat 17.00 sıralarında Fevzi Çakmak Caddesi'nde meydana geldi. İsmi ve plakası öğrenilemeyen motosikletli kurye ile bir taksi şoförü arasında henüz belirlenemeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine motosikletten inen kurye, taksinin yanına gidip kaskla vurmaya başladı. Taksiden inen şoför ile kurye arasında tekmeli ve yumruklu kavga çıktı. Çevredekiler, tarafları ayırıp kavgayı sonlandırdı. Tarafların birbirinden şikayetçi olmadığı öğrenildi. Kavga anı, çevredekilerden biri tarafından cep telefonuyla kaydedildi.
Bu arada kuryenin kaskla vurarak, taksiye verdiği zararı karşılayacağı öğrenildi.
Hayvanlar İçin Projeler Derneği (HİPDER) ve Afalina Hayvan Hakları Topluluğunun sosyal medya üzerinden yaptığı çağrı üzerine yaklaşık 100 gönüllü, Buca ilçesinde yangından etkilenen ormanlık alanda bir araya geldi.
Çoğunluğu birbirini tanımayan gönüllüler, soğutma çalışmaları tamamlanan alanlarda gruplar halinde arama yaparak küllerin arasında kalan canlıları bulmaya çalıştı. Arama sırasında bir şeritli engerek, 2 oluklu kertenkele ve 2 kaplumbağa kurtarıldı.
Grupta yer alan veteriner hekim tarafından yaralanan hayvanların tedavisi gerçekleştirilirken, sağlıklı olanlar geçici kafeslere konularak uygun yaşam alanlarına nakledilmek üzere koruma altına alındı.
HİPDER Kurucu Başkanı Funda Bonomo, yaptıkları çağrıya çok sayıda gönüllünün destek verdiğini söyledi.
Küle dönen ormanlık alanlarda buldukları hayvanları yeni yaşam alanlarına bırakacaklarını söyleyen Bonomo, "Yangından kaçamayan ama canlı kalmış hayvanları kurtarıp güvenli bölgelere ulaştırmak ya da tedavi ettirip yine güvenliğe ulaştırmak istedik. Bunun için bir çağrı yapıp çok güzel sonuç aldık. Yaklaşık 100 kişi, hiç tanımadığımız insanlar dönüş yaptı. Bugün buluştuk, bir araya geldik. Burada güzel bir çalışma yaptık. 4 ya da 5 canlı kurtardık. Gerçi bitmedi henüz çalışmalarımız belki daha fazlası da gelecektir. 2 oluklu kertenkele, 2 kaplumbağa, 1 yılan kurtardık." diye konuştu.
Canlı bir hayvan kurtarmanın tüm çabalara değdiğini vurgulayan Bonomo, şöyle devam etti:
"Canlı hayvanı görmek, bir tane bile görüp kurtarabilmek tabii ki buraya gelmemize değiyor. Bugünü burada geçirmemize, yorulmamıza değiyor. Gerçekten çok mutlu oluyoruz. Çünkü bugün buraya gelmeseydik belki de o hayvan yarın öbür gün burada susuzluktan, açlıktan ölmüş olacaktı yine. Bu hayvanların, insanların sorumsuzluğu ya da belki de hırsları yüzünden diyeyim, kendi yaşam alanlarında bu şekilde acılar içinde ölmeleri çok büyük haksızlık ve çok acı bir şey. Buna çok üzülüyoruz tabii ki."
Gönüllülerden İzgen Cebbar, yanan ormanlık alanları gördüğünde çok üzüldüğünü belirtti.
Hayvanları kurtarmak için çok güzel bir birliktelik oluştuğunu aktaran Cebbar, "Herkes canla başla bir hayvan kurtarmak için mücadele etti. Biz yukarıda bir kertenkele gördük. Hani onu bile almak için canla başla arkasından gittik. Kan ter içinde kaldık hepimiz. Hani sırf onu o karanlığın içerisinden çıkarabilmek için. Bu şekilde çok zorlu bir süreç ülkemiz adına." ifadelerini kullandı.
Yanan alanlarda birçok canlının hayatını kaybettiğini kaydeden Cebbar, yangınları önlemek için alınan tedbirlere uyulması konusunda çağrıda bulundu.
Bir başka gönüllü Tolga Çevik ise yangın alanlarında çok sayıda çöp ve atıkla karşılaştıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Ormanın içinde bile şişeler, çöpler, işte birisi klozetini falan atmış. Orman zaten kül olmuş. Bu acı bir tablo zaten. Her yer yanmış. Toprağın kendisi yanmış. Ama benim anlamlandıramadığım şey, yani bu çöplerin burada ne işi var? Biz doğaya niçin bu kadar kötü davranıyoruz? Kendi elimizle de bunu, hani tamam doğal bir felaket olacak belki ama biz de buna sanki insan olarak zemin hazırlıyoruz. Yani bu zemini hazırlamak için tohumlarını ekiyoruz. Aslında yangınların veya başka felaketlerin çıkmasına sebep olacak tohumları ektiğimizi düşünüyorum. Ciddi bir çevre kirliliği ve çevre felaketine biz insan olarak zemin hazırlıyoruz."
Zafer Mahallesi Olduruk mevkisinde 3 Temmuz'da akşam saatlerinde ruhsatsız inşaatta demir kesimi ve kaynak işlemi yapıldığı sırada kıvılcımların otluk alana sıçramasıyla yangın çıktı. Rüzgarın da etkisiyle kısa sürede büyüyen ve ormanlık alana ulaşan yangını söndürmek için ekipler seferber oldu. Ekiplerin karadan ve havadan yoğun müdahalesi sonucu yangın önceki gün kontrol altına alınabildi.
Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen ekiplerin bölgedeki soğutma çalışmaları sürüyor. Büyük bölümü kızılçam ormanı olan yanan alanlar, dronla görüntülendi.
Ekipler mücadeleyi anlattı
Yozgat'tan gelerek İzmir'deki yangın söndürme çalışmalarına katılan orman işçisi Murat Parlak, 7 gündür kentteki yangınlarda görev aldığını söyledi.
Yangınları söndürebilmek için canla başla mücadele ettiklerini belirten Parlak, "7 gündür burada aktif bir şekilde çalışıyoruz. Günde 2-3 saat arazözün içinde, üstünde, herhangi bir yerinde uyumaya çalışıyoruz. Bu tür zorluklarla ister istemez karşılaşıyoruz ama görevimiz. Kesinlikle şikayet etmiyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz." diye konuştu.
Yangının kontrol altına alındığı bilgisinin gelmesiyle rahatladıklarını ifade eden Parlak, "Buralar oksijen kaynağımız. Türkiye'nin oksijen kaynağı bu ağaçlar, ormanlarımız. Orman eşittir nefes. Bunlar olmazsa hepimizin hali harap." dedi.
Yozgat'tan gelen orman işçisi Mustafa Ayverdi, bu süreçte arazözlerin adeta evleri olduğunu dile getirdi.
Ayverdi, "Arazöz ormanda evimiz oluyor. Uyumuyoruz, anında müdahale etmek için bekliyoruz. Söndükten sonra tekrar yanmasın diye başında 2-3 gün nöbet tutuyoruz. Tüten olursa tekrar söndürüyoruz. Önceliğimiz vatanımız, ormanlarımız. Ağaçlarımızın, hayvanlarımızın yanmaması için..." ifadelerini kullandı.
Orman işçisi Turan Üçok da yangına ilk müdahale eden ekiplerden olduğunu, alevleri söndürmek için azimle çalıştıklarını kaydetti.
Üçok, "Bizim içimiz yanıyor yanan alanları görünce. Bunlar çok uzun yıllarda yetişmiş ağaçlar. Bir-iki günde yandı gitti. İstiyoruz yanmasın ama vatandaşların dikkatsizliği yüzünden yangınlar çıkıyor." dedi.
Transferde 4 yeni oyuncuyu kadrolarına dahil ettiklerini belirten Bulgar çalıştırıcı, "Oyuncularımızın 3'ü genç futbolcu, sadece stoperimiz daha tecrübeli. Transfer politikamız daha çok genç ve yetenekli oyuncular üzerine kurulu. Onları geliştirerek hem takıma katkı sağlamalarını hem de kulübün gelecekte maddi fayda elde etmesini hedefliyoruz. Brezilya'dan bir orta saha oyuncusuyla da anlaşmamız var. Sol bek pozisyonuna da bir takviye yapmamız gerekiyor. Bu yönde çalışıyoruz. Hedefimiz yine genç, hızla adapte olabilecek ve katkı sağlayacak isimler. Oyuncu satışı olmazsa 1-2 transfer daha yapacağız. Büyük çaplı transfer dönemlerini sevmem" ifadelerine yer verdi.
Sezonu Çaykur Rizespor deplasmanında açacaklarını ifade eden Stanimir Stoilov, "Lige ev sahibi olarak başlamak her zaman keyiflidir. Ama fikstür bu şekilde ve bizim ona göre hareket etmemiz gerekiyor. İlk iki haftada geçen yıl olduğu gibi yine Mourinho’nun Fenerbahçe’siyle karşılaşacağız. Mourinho gibi bir teknik direktöre karşı oynamak her zaman zevktir. O, dünya çapında ilk 2-3 teknik adamdan biridir. Aslında sadece Mourinho değil, Süper Lig’deki diğer teknik direktörlerin seviyesi de çok yüksek. Hepsi oldukça iyi hazırlanmış durumda. Her hafta böyle zorlu rakiplerle futbol savaşı vermek gerçekten büyük keyif. Biz de bu programa göre en iyi şekilde fayda sağlamaya çalışacağız" dedi.
'ROMULO'NUN GELECEĞİNİ YÖNETİM BİLİR'
Gürsel Aksel Stadı'nın kendileri için çok büyük bir avantaj olduğunu dile getiren Stoilov, "Göztepe için asıl avantaj kendi sahasında oynamaktır. Gürsel Aksel’de çok iyi bir atmosferimiz var. Taraftarlarımız takımı müthiş destekliyor ve kulüp ailesiyle iyi bir iletişimimiz var. Bu yüzden burada oynamak tüm oyuncular için bir ayrıcalık. Taraftarlarımız hem iyi hem kötü sonuçta arkamızda" diye konuştu. Transferin gözde ismi Romulo'nun geleceği hakkında da konuşan tecrübeli çalıştırıcı, "Romulo’ya ilgi olduğu doğru. Satışa ne kadar yakın ya da uzak olduğunu kulüp yönetimi bilir. Bu konuda pazarlık yapan ben değilim, sadece takımı çalıştırıyorum. Umarım yönetim, kulüp adına rekor sayılacak bir satış gerçekleştirir. Bu sadece Göztepe için değil, Türk futbolu için de büyük bir transfer olur" yorumunu yaptı. Öte yandan Göztepe Başkanı Rasmus Ankersen, kulübün İngiltere'nin başkenti Londra'daki futbol okulunun 10'uncu kuruluş yılı törenine katıldı.
AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, İzmir Valisi Süleyman Elban ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın da katıldığı toplantıda İzmir’de yangından zarar gören yerlerle ilgili hasar tespit çalışmaları değerlendirildi. Daha sonra Bakan Kurum, İnan, AFAD Başkanı, İzmir Valisi ve büyükşehir belediye başkanı köyleri dolaştı. Hasarları yerinde inceledi ve yangında evini, işyerini, hayvanlarını kaybeden vatandaşları ve taleplerini dinledi. Yangından zarar görenlerin mağduriyetlerinin giderilmesi için çalışmalar başladı.
YARALAR SARILIYOR
Yangından en çok etkilenen Karadoğan, Üzmülü, Tosunlar ve Suçıktı köyleri ziyaret edildi. Köy ziyaretlerinde AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan habercilerin sorularını yanıtladı.
Devletin tüm birimleriyle yangının ilk gününden bu yana bölgede olduğunun altını çizen İnan, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un ziyaretiyle yangının yaralarının sarılması için kararlar alındığını ve çalışmaların başladığını söyledi.
EVİ YANANLAR BİR YIL İÇİNDE YENİ EVİNE KAVUŞACAK
Yangınlardan Ödemiş, Çeşme, Buca, Gaziemir, Bornova, Seferihisar ilçelerinin etkilendiğini belirten İnan, İzmir genelinde toplam 619 bina ile 713 bağımsız bölümün hasar gördüğünü söyledi. Hasar tespit edilen tüm ilçelerde çalışmaların başladığını kaydetti. İnan, Bakan Kurum başkanlığındaki koordinasyon toplantısında, yangından etkilenenlerin devlet tarafından zararlarının karşılanması kararının alındığını söyledi. “Bakanımız açıkladı evleri yanan vatandaşlarımız için yeni evler inşaa edilecek. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla TOKİ tarafından yapılacak evler 1 yıl geçmeden sahiplerine teslim edilecek. Evleri hasar gören vatandaşlarımıza yeni evleri yapılıncaya kadar isterlerse köylerinde konteyner sağlanacak, isterlerse de kira yardımı yapılacak” dedi.
KAHRAMANLARA TEŞEKKÜR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmiş olsun dileklerini de ileten Eyyüp Kadir İnan, Tarım Orman Bakanlığı, Çevre Şehircilik Bakanlığı, AFAD ve Kızılay ekiplerinin yangınların başladığı andan itibaren bölgede olduğunu ve cansiperane çalışarak yangınların kısa sürede kontrol altına alındığını söyledi. İnan, yangınlar boyunca görev yapan orman kahramanlarına, AFAD ekiplerine, bölgeye yardım götüren STK temsilcilerine ve gönüllü vatandaşlara teşekkür etti.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, yeşil ve dirençli kent İzmir çalışmaları kapsamında Yeşildere’yi rekreasyon alanı olarak kente kazandırmaya hazırlanıyor. Parkları, spor sahaları ve yeşil alanları ile büyük bir dönüşümün yaşanacağı Yeşildere hem bölge halkı hem kentliler için İzmir’in yeni cazibe merkezlerinden biri olacak. Hazırlık çalışmaları kapsamında Meles Deresi etrafında bulunan Küçükada, Lale, 19 Mayıs, Vezirağa, Yenidoğan, Yeşildere mahalleleri, batı kısmında Yeşildere Caddesi, doğuda İZBAN demiryolu hattı, güneyde Konak Tüneli köprülü kavşağı, kuzeyde ise Tepecik Mahallesi ile sınırlanan bölgede titiz bir çalışma yürütülüyor. 77 bin metrekarelik alanda devam eden çalışmalar kapsamında kamulaştırması tamamlanan 650 yapının 510’u yıkıldı.
“İzmir büyük bir yeşil alana sahip olacak”
Bölgede kamulaştırma çalışmalarının devam ettiğini belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Emlak Yönetimi Dairesi Başkanı Turan Dilek, “77 bin metrekarelik alanın 41 bin 500 metrekaresini belediyemizin mülkiyetine geçirdik. Anlaşmalarımız ve hukuksal süreç devam ediyor. Projenin tamamlanmasıyla bulunduğumuz bölgeyi imar planına uygun hale getirmiş olacağız. Projeye başlamadan önce bin 700 hak sahibiyle görüştük. Projenin bitiminden sonra İzmir kenti büyük bir yeşil alana sahip olacak. Cemil Başkan’ımızın büyük desteğini görüyoruz. Her zaman arkamızda, gücünü hissediyoruz. Kendisine teşekkür ediyoruz. İzmir halkına hayırlı olsun” dedi.
2020 yılında profesyonelliğe adım atan Sami Satılmış, Altınordu ile 1'inci Lig, 2'nci Lig ve Türkiye Kupası'nda 119 maça çıkıp 17 kez fileleri sarstı. Altınordu'nun Sami gibi vitrine çıkardığı kaleci Serhat Öztaşdelen'ın da Trabzonspor yolunda olduğu ifade edildi. Süper Lig'in yeni takımı Kocaelispor'un ciddi olarak ilgilendiği 20 yaşındaki kalecinin de transferi bu hafta resmiyet kazanacak. Serhat, İzmir ekibinde profesyonelliğe adım attıktan sonra Altınordu'da 68 resmi müsabakaya çıktı.
Elinde Ferdi Burgaz ve Kadir Bakırtaş dışında as futbolcu kalmayan, bu ikilinin serbest kalmasının önüne de son anda paralarını yatırarak geçen yeşil-kırmızılılarda futbol şube başkanlığı görevine gelen Ziyanur Hasbay, sözleşmesi biten tecrübeli stoperin menajeriyle masaya oturdu. 1'inci Lig ve 2'nci Lig'den teklifler alan Abdülkadir'in karar aşamasında olduğu öğrenildi. Karşıyaka'ya geçen sezon Menemen FK'dan alınan 26 yaşındaki stoper 27 maçta ilk 11'de görev yaparak 2 gol atmıştı.
BÜTÇE VE TEKNİK DİREKTÖR BELİRSİZ
Bu sezon 3'üncü Lig'deki kadrolarda 25 yaş üzeri 5 futbolcu bulunabileceği kuralı nedeniyle de transferde seçici davranmak zorunda olacak Karşıyaka, öncelikle kaynak bularak bütçe oluşturmaya çalışacak. Karşıyaka camiası bir yandan da hafta içinde eski başkanlar İlker Ergüllü ve Cenk Karace'nin yapacağı görüşmeye kilitlenmiş durumda. Yeşil-kırmızılılarda teknik direktörlük için sosyal medyada yine Cüneyt Dumlupınar'ın adı geçse de futbola destek olan eski başkanlardan Azat Yeşil'in halen milli takımlarda görev alan bir isimle temasta olduğu öğrenildi.
Bornova Belediyesi, kent bostanlarında üretim yapan kadınlara yönelik olarak “Çocuklar ve Gıda Güvenliği” başlıklı önemli bir seminer düzenledi. Gıda güvenliği, yoksulluk, sağlıklı beslenme ve kent tarımı gibi konuların ele alındığı etkinlikte, BAYETAV Genel Sekreteri ve halk sağlığı uzmanı Dr. Bülent Şık konuşmacı olarak yer aldı. Altındağ Atatürk STK Yerleşkesi’nde gerçekleşen seminer, sağlıklı gıdaya erişimin her geçen gün daha da zorlaştığı bir dönemde üretici kadınlar ve katılımcılar açısından oldukça verimli geçti.
Yoksulluk, kimyasal kirlilik ve sistemsizliğin gölgesinde çocuk sağlığı
Dr. Bülent Şık, özellikle çocukların karşı karşıya kaldığı gıda kaynaklı sağlık risklerine dikkat çekti. Pestisit kalıntıları, su ve toprak kirliliği ile üretim süreçlerindeki hijyen eksikliklerinin, çocukların bağışıklık sistemi üzerindeki yıkıcı etkilerini vurgulayan Şık, şu ifadeleri kullandı:
“Çocuklar, bağışıklık sistemleri henüz gelişme aşamasında olduğu için kimyasal maddelere karşı çok daha savunmasız. Kirli toprak ve suyla yapılan üretim, gıdaların toksik maddelerle bulaşmasına yol açıyor. Ancak ne yazık ki Türkiye’de çocukların kurşun gibi toksik maddelere maruziyetini önlemeye yönelik sistematik bir mücadele programı bulunmuyor. Gıda güvenliği, yalnızca bireysel değil kamusal bir sorumluluktur.”
Başkan Eşki: “Temiz gıda bir ayrıcalık değil, haktır”
Semineri değerlendiren Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, sağlıklı gıdaya erişimin tüm yurttaşlar için temel bir hak olduğuna vurgu yaptı. Kent bostanları, yerel tohum üretimi ve kırsal kalkınmaya yönelik projelerle bu alanda somut adımlar attıklarını belirten Başkan Eşki, “Göreve geldiğimiz günden bu yana tarımsal üretimi desteklemek ve Bornovalı üreticilerimizi sağlıklı, temiz gıdaya teşvik etmek temel önceliklerimiz arasında. Ekolojik Kent Yerel Tohum Merkezimiz aracılığıyla ata tohumlarını ve fideleri üreticilerimize ulaştırıyoruz. Kırsal mahallelerde düzenlediğimiz etkinliklerle hem üretimi teşvik ediyor hem de sağlıklı yaşam için dayanışmayı büyütüyoruz. Gıda güvenliği, geleceğimiz olan çocuklarımız için atılacak en kritik adımlardan biridir.” diye konuştu.
Kadın üreticilere yönelik farkındalık çalışmaları sürecek
Bornova Belediyesi’nin kent bostanlarında üretim yapan kadınlara yönelik gerçekleştirdiği bu seminer, sürdürülebilir tarım, halk sağlığı ve toplumsal dayanışma konularında önemli bir farkındalık çalışması olarak dikkat çekti. Belediye, bu tür bilgilendirme toplantılarının farklı konularla devam edeceğini duyurdu.
Süper Lig'de 275, 1'inci Lig'de 62, 2'nci Lig'de 10 müsabakada görev yapan Ceyhun'un Altay'la 1 yıl daha sözleşmesi bulunuyor. İzmir ekibinin Süper Lig'de mücadele ettiği 2021-22 sezonundan bu yana forma giyen deneyimli ön libero, Altay'da 5'inci sezonuna adım atacak. Ceyhun son olarak 30 Kasım 2024'te iç sahada 3-2 kazandıkları İnegölspor maçında oynayıp çapraz bağları kopmasına rağmen sakat sakat karşılaşmayı tamamlamıştı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin edebiyata ve yazmaya ilgi duyan yurttaşlar için açtığı “Gündüz Öğüt ile Anlatılmayan Öyküler Yazım Atölyesi” ilk dönemini geride bıraktı. Yazar adayları dört aylık eğitim süreci sonunda “Anlatılmayan Öyküler” adında bir kitap da yayımlandı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM) Müzik Kütüphanesi’nde İzmir Devlet Senfoni Orkestrası keman sanatçısı ve yazar Gündüz Öğüt’ün eğitmenliğinde hayalden gerçeğe eğlenceli bir yazarlık yolculuğu yaşandı. İlk dönem 14 katılımcıyla yapılan atölyede zaman zaman Öğüt’ün keman dinletileri de gerçekleşti. Her insanı özel ve anlatılmayı bekleyen öyküleri olan birisi şeklinde kabul eden atölyede yaratıcı yazarlık teknikleri, kısa öykü yazma pratikleri, Türk ve dünya edebiyatından öykü okumaları, dil kurgu ve kurmaca, olay örgüsü, karakter yaratmak, zaman ve mekan tasarımı konuları işlendi.
Keman dinletisi eşliğinde yazarlık atölyesi
Atölyede hem müzik hem edebiyatın bir araya geldiğini belirten Gündüz Öğüt, “Herkesin anlatılmayan öykülerinin olduğunu her zaman düşünmüşümdür, bu atölye bunu kanıtladı. Buraya katılanlar daha önce hayatlarında hiçbir şey yazmamışlardı. Ama burada hepsi anlatılmayan öykülerini fark ettiler, müzik eşliğinde yazmanın büyüsünü gördüler. Müziğin, edebiyatın dışında çok güzel dostluklar da oluştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve AASSM yönetimine çok teşekkür etmek istiyorum. Yazmak gerçekten özgürleştiren, insanı şifalandıran bir şey. Kitabımız 14 yazarın yazdıklarından oluşan bir öykü seçkisi oldu. Türkiye’de ilk demek iddialı olur ama çok fazla örneği olan bir şey değil. Bir atölyede bir şeylerin üretilip yazılması, ortaya çıkarılması, yoktan var edilmesi ve sonra kitapta bir araya gelmesi çok hoş bir şey. Bu atölyeleri sürdürme düşüncemiz var” ifadelerini kullandı.
“Yeni doğan bir bebek gibi”
Atölyeye katılan Zafer Güner ise, “Burası yazarlık atölyesinden öte insanların kendilerini bulduğu bir yer. Bu sadece bir eğitim değil, yoğun bir sinerjiden sonra insanların duygularını birbirine aktardığı güzel bir süreç oldu. Birçok donanımla beraber eğitimimizin sonunda ‘Anlatılmayan Öyküler’ kitabımız yayımlandı. 14 yazar arkadaşımızla bu gururu yaşadık” dedi.
Atölyenin ilk dönem katılımcılarından olan Banu Ağra da, “Yıllardan beri gönlümde yatan bir arzuydu yazmak. Bu arzuya kavuştum. Hocamızın bize olan inancı, sabrı ve yaratıcı yaklaşımıyla sessiz öykülerimizi kaleme aldık, mutluyum. Kitabımızın çıkması çok güzel bir duygu. Yeni doğan bir bebek gibi” diye konuştu.
Yazarlığa adım attı
Yazarlığa adım atan Ozan Özden, “Sıkı bir okurken yazmak nedir, onu deneyimlemek için katıldığım bu atölye bana çok şeyler kattı. Hiç yazarlık deneyimi olmayan birinin bir şey üretebileceğini gördük. Bunlar Gündüz Hoca’nın katkılarıyla oldu. İlk geldiğimizde iki cümleyi zor kuruyorduk. Geliştik ve öykülerimiz oluştu. Kitaplaşmasını hiç beklemiyorduk, bize sürpriz oldu. Severek ilerledik. Çok mutluyum” ifadelerini kullandı,
Atölyeden yararlanan Selim Pilavcı ise, “4 aylık süreç çok heyecan ve mutluluk vericiydi. Geldiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. Lise döneminde biraz yazmıştım ama ondan sonra hiç yazamadım. Hep bir şeyler yazmak istiyordum. Kendi yaşadıklarımı ve başkalarının yaşadıklarını kaleme dökmek çok istiyordum. 14 arkadaşımla beraber aslında çok güzel bir iş yaptık. Cesaret gerektiren bir durum bu. Herkesin yazması gerekiyor. Benim için harika bir süreç oldu” dedi.
“Sonsuza kadar başucumda kalabilecek bir hediye”
Yazarlık yolculuğuna başlayan Rukiye Kahraman, “Aslında anlatılmayan bir sürü öyküm olduğu için atölyeye gelmek istedim. Bir yazma deneyimim ve geçmişim yoktu. Ama okumayı, edebiyatı çok sevdiğim için anlatmak istedim. Bir öyküm olduğunu düşündüm. Geldiğimde ilerleyebilir miyim diye düşündüm. Sizin için ayrılmış bir zaman ve mekanın olması beni her hafta buraya getirdi. Hep beraber çok güzel bir kitap çıkardık. Gurur verici bir şey” ifadelerini kullandı.
Edebiyat dünyasına giren Sevim Yüce, “Yazmaya ve okumaya her zaman ilgi duyuyordum. Birkaç atölyeye de gitmiştim. Buradaki fark; bir keman sanatçısının kemanı eşliğinde öyküler yazıyorsunuz. AASSM İzmir’in kültüründe çok önemli bir merkez. Böyle bir ortamda olmak büyük bir ayrıcalık” dedi.
Kitapta öyküsü yer alanlar arasında olan Büşra Karahan, “Bu atölyenin ilanını gördüğümde çok heyecanlanmıştım. Gündüz Hoca’ma teşekkür ederim. Her aşamada yanımızdaydı, her zaman elimizden tuttu. Yazı yazmayı öğrendim. Elimde çok güzel bir hediyem var artık. Sonsuza kadar başucumda kalabilecek bir hediye” diye konuştu.
Gündüz Öğüt'ün hazırladığı, Potkal Kitap tarafından basılan Anlatılmayan Öyküler kitabı; Rukiye Kahraman, Ozan Özden, Banu Ağra, Büşra Karahan, Selim Pilavcı, Elif Önel, Nesrin Baki Tosun, Nilgün Ceyhan, Pelin B., Sevim Yüce, Taner Kılıç, Zafer Güner, Ozan Alper Özdemir ve Şeyma Polat'ın birbirinden güzel öykülerinden oluşuyor.
Narlıdere Belediyespor Kız Voleybol Takımı sporcuları, çevre bilincine dikkat çekmek amacıyla Narlıdere sahilinde farkındalık etkinliği düzenledi. Altıevler Mahallesi’ndeki Bakü Parkı’nda bir araya gelen genç sporcular, antrenörleriyle birlikte Sahilevleri kıyı şeridinde temizlik çalışması gerçekleştirdi. "Temiz bir çevre, sağlıklı bir gelecek" sloganıyla kıyı boyunca çöp toplayan genç voleybolcular, çevreye ve topluma karşı gösterdikleri duyarlılıkla herkese örnek oldu.
Narlıdere Belediyespor Kız Voleybol Takımı Başantrenörü Jülide Meriç, gençlere iyi bir sporcu olmanın yanı sıra çevreye, doğaya ve topluma karşı sorumluluklarını da öğrettiklerini belirterek, “Sporcularımız bugün gösterdikleri duyarlılıkla bizleri bir kez daha gururlandırdı. Temiz bir çevre, sağlıklı bir gelecek için emek verdiler. Bu etkinliğin çevre konusunda toplumsal bir farkındalık yaratmasını diliyoruz” diye konuştu.