Koronavirüste suçlu bulundu: 5G teknolojisi

Araştırmacı ve çevre aktivisti Ahmet Güler, koronavirüs salgınıyla birlikte ortaya atılan bir kamplo teorisinin peşine düştü. Güler'in kaleminden işte o yazı:

Aralık ayında Çin’de ortaya çıkan, 1,2 milyar nüfuslu Çin’e çok da büyük zarar vermeden Avrupa ve Amerika’ya atlayarak ciddi sağlık, ekonomik ve sosyal sorunlara yol açan Covid-19 virüsünün suçlusu 5G teknolojisi olarak yeni bir komplo teorisi üretildi.

Yeni komplo teorisine göre, güya 5G teknolojisi virüsün yayılmasını hızlandırıyor. Komploya o kadar inanan var ki, İngiltere’de, Amerika’da GSM baz istasyonları bile ateşe verilmeye başlandı. Komplo teorisi bilhassa sosyal medya üzerinden yayılmakta, whatsap’da oluşturulan gruplar organize olarak saldırılar düzenlemekte. Hatta virüsün ilk ortaya çıktığı Çin’in Wuhan’da bile 5G karşıtı gösterilerin başladığı söyleniyor.

Dünyanın önde gelen bilim insanları ise daha tam başlamamış olan “5G” teknolojisi ile Covid-19 virüsü arasında biyolojik açıdan hiçbir ilişki olmadığını belirtiyorlar.

İlk defa sosyal medya üzerinden yayılan ve bilim insanlarının saçmalık olarak nitelendirdiği “5G komplo teorisi insanların bağışıklık sistemini zayıflattığı, virüse karşı daha mukavemetsiz hale getirdiği” söyleniyor. Ayrıca virüsün 5G yayın frekansı üzerinden yayıldığı öne sürülüyor.

Ancak 5G’nin bağışlık sistemini zayıflattığı hiçbir deneysel veri ile desteklenmiyor. Çok ama çok güçlü radyo dalgalarına maruz kalan insanların fizyolojisini bozduğu yönünde çalışmalar var. Ama “5G” frekans dalga gücü, hiçbir şekilde bağışıklık sistemini yok edecek, Covid-19 virüsünün vücuda girmesine neden olacak kadar güçlü değiller. Hücre mikrobiyolojisi uzmanları bu iddiaları “Tamamen saçmalık” olarak buluyorlar.

İnternet bağlantılarını çalıştıran elektromanyetik dalgaların virüs yayması esas alınca, bu teknolojinin ismini bile duymamış Afrika, Türkiye, İran, Pakistan gibi ülkelerde “nasıl yayıldı” diye sormak gerekir.

Bir komplo teorisi tamamen yok denilemez. 5G teknolojisini arka planda “Covid-19” suçlusu olarak göstermek, zamanında önlem almamış, şu anda bu kriz ile mücadelede başarısız olan bir çok hükümetin işine gelen bir gelişme. Suçu, daha kurulmamış bile olan “5G”nin üzerine atmak. Aynı politika yıllardır trafik kazaları için Türkiye’de uygulanmakta. Trafik kazalarında her yıl Türkiye’de binlerce insan ölmekte ve yaralanmakta. Bu konuyu çözmekte yetersiz yönetimler, beceriksizliklerinin suçunu atacak birisini buldular: ”TRAFİK CANAVARI”. Şehirlerarası yollara “Trafik Canavarı” levhaları asıldı, TV’lerde “Trafik Canavarı” uyarıları yapıldı. Yani sanal bir “canavar” yaratıldı ve kötü yönetimin, bozuk yolların, eğitimsiz sürücülerin tüm suçları bu “Trafik Canavarına” yüklendi... Yöneticiler “bizim elimizden ne gelir ki? Bu “Trafik Canavarına” karşı diye kendilerini aklıyorlar.

“5G canavarı Covid-19 virüsünün müsebbibi” sokuşturmasının arkasında yatanda aynı düşünce sistematiğinden kaynaklanan bir motif.

Covid-19 sonrası “5G” tüm dünyayı değiştirecek son sanayi devrimi. Dünya “5G”nin daha ne olduğunu bile anlamış değil. 5G’den sonra sadece Amerika’da 50 milyonun üzerinde istihdam yok olacak, bildiğimiz tüm klasik üretim formları değişime uğrayacak, insanlık bilmediği, tanımadığı ve hazır olmadığı yeni bir “digital dünya” ile tanışacak. Akıllı ülkeler gençlerinin eğitimlerini “geleceğin 5G digital dünyasına” göre değiştirdiler bile.

Çok büyük bir ihtimalle, ÇİN bu yeni digital dünyanın patronu olacak

Bizler ise hala “Covid-19 virüsünü 5G’mi yaydı” diye çene suyuna çorba yapacağız..

Yorum Ekle